5 Haziran 2020 Yazısı
Amerikan İç Savaşı'nın kölelik yüzünden değil, 'Çırçır makinaları' yüzünden çıktığını söylesem, 'Bu Amerikalılar taa 160 yıl önce köleliği sonlandırmak için iç savaş yaşamadı mı, hala bu kadar ırk ayrımı nasıl oluyor?' diye düşünenlerin dikkatini çeker sanırım.30 milyon nüfuslu bir ülkede, çoğunluğu beyaz 750bin kişinin öldüğü ve 1,5 milyon kişinin hasta ve sakat kaldığı bu korkunç iç savaş, gerçekten köleliğe karşı ve ırklar eşitliği uğruna mı verildi ... Bakalım.Pamuk o devrin en değerli ürünlerinden biri. Bugünün petrolü gibi düşünebiliriz. Dünyadaki pamuk üretiminin lilderi ise ABD, daha doğrusu ABD'nin 'Güney' eyaletleri.. ABD ihracatının %60'ını pamuk oluşturyor. Pamuğu köleler topluyor, Güneyli sermaye sahipleri satıyor.Kuzey eyaletleri ise sanayi bölgesi, ve üretiminin büyük kısmını sanayisi olmayan Güney'e satıyor. Pamuğun en büyük alıcısı Avrupa ise 'ticaret dengesi' olması için Güney eyaletlerini kendi sanayi ürünlerini almaya zorluyor. Yani 'Kuzey' ve Avrupa, Güney'e mal satmada rakipler..Kuzey eyaletleri Federal devletin yönetimini elinde tutuyor ve istediği gibi gümrük vergisi koyabiliyor.
Bu vergilerin kazananları:
1) Kuzey: Avrupalı rakiplerinin önünü kesiyor
2) Federal devlet: Gelirinin %95'ini bu vergilerden elde ediyor.
Kaybedenleri ise
1) Güney: Daha ucuza ve istediği yerden mal alma şansı olmuyor
2) Avrupa: Güney'den serbestçe mal alıyor ama mal satması gümrüğe tabi oluyor.
Bu düzen Avrupa'yı pamuk almak için alternatif kaynak arayışına sokuyor ve tabi ki 'Güney' bu durumu endişeyle izliyor..Bardağı taşıran son damla Morrill gümrük vergileriyle geliyor. Kuzeyli sanayicilerin baskılarıyla çıkartılan bu vergilerle çırçır makineleri de dahil birçok ürünün ithaline yeni ve ağır vergiler geliyor. Güney'in eli ayağı iyice bağlanıyor.Güney Eyaletleri anayasal haklarını kullandıklarını söyleyerek federasyondan ayrılıyor. Kuzey en büyük gelir kaynağını kaybetmemek için buna izin vermediğini söylüyor ve yeni vergilerin konmasından bir ay sonra iç savaş patlak veriyor.Kuzey ve Güney arasındaki bu sermaye ve güç kavgasında iki tarafın fakir halkı neferlik yapmak zorunda kalıyor. Kuzey bunu halkına 'köleliğe ve ayrılıkçı hainlere karşı onurlu bir savaş', Güney'se 'gelenek ve törelerimize yönelik saldırılara direnme' olarak pazarlıyor...Bu arada samimi olarak kölelik karşıtı,eşitlik yanlısı ve bunları insanlık görevleri olarak gören devlet adamları ve aydınlar da var tabi.Mesela Lincoln ve Stevens.Ama onlar bile amaçlarına açıktan değil, kapı ardlarında politik oyunlarla ulaşabileceklerini bilerek davranıyorlar.Kölelik kalkar gibi olup Güney'de farklı şekillerde devam ediyor. Pamuk demek para demek, para hem Güney'e hem Kuzey'e lazım. Ucuz işgücü olmadan ise pamuk yok.. Lincoln'ün suikaste kurban gitmesi kölelik karşıtı harekete büyük darbe vuruyor.Kapitalizm çarkına çomak sokturmuyor. Eşitlik yanlısı, kölelik karşıtı siyasetçiler ve devlet adamları, yeni kurulan eyaletleri (Vahşi Batı diyelim) 'özgür' eyaletler olarak tescil ettirmeyi başarıp bununla avunuyorlar. Birçok ilerleme olurken birçok şey de yerinde sayıyor.Siyahi Amerikalılar'ın ülke genelinde eşit şartlara sahip olması 100 yıl daha sürüyor ve 1950-60'larda gerçekleşiyor.Kanun kitabında eşit şartlara sahip olmak ise gerçek hayatta eşit şartlara sahip olmak anlamına gelmeyebiliyor.Bugün ABD sokaklarındaki rahatsızlık da bunun sonucu.
Bu vergilerin kazananları:
1) Kuzey: Avrupalı rakiplerinin önünü kesiyor
2) Federal devlet: Gelirinin %95'ini bu vergilerden elde ediyor.
Kaybedenleri ise
1) Güney: Daha ucuza ve istediği yerden mal alma şansı olmuyor
2) Avrupa: Güney'den serbestçe mal alıyor ama mal satması gümrüğe tabi oluyor.
Bu düzen Avrupa'yı pamuk almak için alternatif kaynak arayışına sokuyor ve tabi ki 'Güney' bu durumu endişeyle izliyor..Bardağı taşıran son damla Morrill gümrük vergileriyle geliyor. Kuzeyli sanayicilerin baskılarıyla çıkartılan bu vergilerle çırçır makineleri de dahil birçok ürünün ithaline yeni ve ağır vergiler geliyor. Güney'in eli ayağı iyice bağlanıyor.Güney Eyaletleri anayasal haklarını kullandıklarını söyleyerek federasyondan ayrılıyor. Kuzey en büyük gelir kaynağını kaybetmemek için buna izin vermediğini söylüyor ve yeni vergilerin konmasından bir ay sonra iç savaş patlak veriyor.Kuzey ve Güney arasındaki bu sermaye ve güç kavgasında iki tarafın fakir halkı neferlik yapmak zorunda kalıyor. Kuzey bunu halkına 'köleliğe ve ayrılıkçı hainlere karşı onurlu bir savaş', Güney'se 'gelenek ve törelerimize yönelik saldırılara direnme' olarak pazarlıyor...Bu arada samimi olarak kölelik karşıtı,eşitlik yanlısı ve bunları insanlık görevleri olarak gören devlet adamları ve aydınlar da var tabi.Mesela Lincoln ve Stevens.Ama onlar bile amaçlarına açıktan değil, kapı ardlarında politik oyunlarla ulaşabileceklerini bilerek davranıyorlar.Kölelik kalkar gibi olup Güney'de farklı şekillerde devam ediyor. Pamuk demek para demek, para hem Güney'e hem Kuzey'e lazım. Ucuz işgücü olmadan ise pamuk yok.. Lincoln'ün suikaste kurban gitmesi kölelik karşıtı harekete büyük darbe vuruyor.Kapitalizm çarkına çomak sokturmuyor. Eşitlik yanlısı, kölelik karşıtı siyasetçiler ve devlet adamları, yeni kurulan eyaletleri (Vahşi Batı diyelim) 'özgür' eyaletler olarak tescil ettirmeyi başarıp bununla avunuyorlar. Birçok ilerleme olurken birçok şey de yerinde sayıyor.Siyahi Amerikalılar'ın ülke genelinde eşit şartlara sahip olması 100 yıl daha sürüyor ve 1950-60'larda gerçekleşiyor.Kanun kitabında eşit şartlara sahip olmak ise gerçek hayatta eşit şartlara sahip olmak anlamına gelmeyebiliyor.Bugün ABD sokaklarındaki rahatsızlık da bunun sonucu.
Yorumlar
Yorum Gönder