23 Haziran 2020 Yazısı
Nükleer Bebek Olayı Nedir - Gizli Günışığı Projesi
1995 yılında dönemin ABD başkanı Bill Clinton tarafından ortaya çıkarılan ve dünyası şoke eden nükleer proje kapsamında,İngiltere ve ABD atom enerjileri kurumunun ortaklaşa gerçekleştirmek için insan bedeni üzerinde ki nükleer etkilerinin ölçülmesi amacıyla, korkunç bir transferde bulundukları ortaya çıktı.1955 ve 1970 yılları arasında Britanya Atom enerjisi kurulunun, İngiltere ve Avusturalya’da ölü doğan bebeklerin ailelerinin rızası olmadan, daha doğrusu habersiz gizli bir şekilde alınan ölü bebeklerin gemilere yüklendikten sonra ABD’ye gönderdiği ve Amerika’da yapılan nükleer çalışmalarda ölü bebek bedenlerinin kullanılmasıyla, bedenler üzerinde meydana gelen olası etkilerin ölçüldüğü ortaya çıkmıştır.Proje kapsamında yapılan incelemede 6 bin bebek cesedinin İngiltere’den Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderildiği tespit edilmiştir. Günışığı Projesi adı verilen bu proje kapsamında, sadece bebekler değil ölü çocuk bedenleri de kullanılmıştır.Bu kan donduran proje detayları Bill Clinton’un 1995 yılında başlattığı araştırma kapsamında ortaya çıkarılsa da Günışığı Projesinde o dönem aktif çalışanlara herhangi bir yaptırım uygulanmamıştır.Gün ışığı projesinde ortaya çıkan araştırma sonuçlarında, İngiltere’de bulunan Middlesex Hastahanesinden ABD’ye gönderilen bebek cesetlerinin yer aldığı listede, çok gizli ibaresi bulunmakla birlikte bebek isimleri yerine kod kullanıldığı görülmüştür.Ailelerinin bilgisi dışında kaçırılan ölü bebek bedenleri, 1955 yılında radyasyon testlerinde kullanılmış ve bunları bilim adına yaptıklarına inanan bilim insanlarının, daha sonra orta çıkan kayıtları ve birbirleri arasında geçen yazışmalar incelendiğinde yazışmalarda herhangi bir pişmanlık yada şüphe yaşadıkları görülmemiştir. Yayınlanan yüzlerce sayfa belge içerisinde, ABD ve İngiliz bilim adamlarının kendi aralarındaki değerlendirme mektuplarında,ölü bebek ve çocuk bedenlerinde ki radyasyon seviyesinin tartışıldığı ve incelendiği görülmüştür. Kan donduran ve şoke edici deneyler, akıllara Nazilerin insanlar üzerinde yaptıkları deneyleri hatırlatsa da uygulanış bakımından aslında pekte farklı olmadığı görülmektedir.Ayrıca orijinal ismi Sunshine Project olan gün ışığı projesi ile ilgili tüm gizli bilgiler ortaya çıksa da aslında ABD’li yetkililerin bu korkunç deney ile ilgili çoğu bilgi ve detayı açıklamaktan kaçınmaktadır.Ayrıca Project Sunshine kapsamında araştırmacıların, ölen bebeklerin ceset ve kemiklerinin ilgili kurumlardan alınması sırasında, sahte belgeler kullanarak aldatmacada bulunduğu ortaya çıkmıştır. Raporlar arasında ortaya çıkan bir belgede ise İngiliz bebeklerin ve 10 yaşına kadar olan çocukların parçalarının hazır olduğuna dair bir yazıya rastlanması, insanı gerçekten ürpertecek cinsten olan bir skandalı ortaya dökmektedir.Günışığı projesi o dönemde komplo teorisi olarak ele alınmış ve manipülasyon olarak lanse edilmiştir. 1970 yılında sonlandırılan proje ile ilgili korkunç gerçekler 25 yıl aradan sonra aydınlatılabilmiştir.Gerçek olduğu ortaya çıkan komplo teorisi Project Sunshine kapsamında 1955 ve 1970 yılları arasında yanı 15 sene boyunca ABD haricinde İngiltere’de Harwell Tıbbi Araştırma Konseyinden bilim adamları da benzer deney ve araştırmaları kendi ülkelerinde yapmışlardır.Britanya devleti deney ile ilgili spekülasyonlar hakkında konuşulmaya başlandığında yapılan iddiaları tümüyle reddetse de İngiliz bilim adamlarının ölü beden avcılığı içinde oldukları ve yapılan projenin bir parçası olduğu gün ışığı !gibi ortaya çıkmıştır.Dahası o dönem projesinin tanıkları olan kişilerin anlattıkları dinlendiğinde ise ölü bebeklerin parça parça incelendiği de tespit edilmiştir. Yani ölü bedenler parçalanarak gönderilmiş ve testlere tabi tutulmuştur! Jean Prichard isimli bir ebeveyn, 1957 yılında da İngiltere de doğduktan sonra vefat eden bebeğine o dönem, vaftiz kıyafeti giydirmesine izin verilmediği ve cenazenin kendilerine haber verilmeden alındığını ifade etmiştir.Belgeler arasında, ABD’ nin Chicago eyaletinde faaliyet gösteren Amerika Atom Enerjisi kurumunun, 1950 yılında 44 yeni doğmuş bebek cesedini Sunshine Project kapsamında yaktığı ve radyoaktif madde olan stronsiyum 90 miktarını ölçtükleri ortaya çıkmıştır.Bu testler genel olarak radyasyonun insan bedeni üzerindeki uzun vadeli etkilerini belirlemeyi amaçlıyordu. Projede Nobel ödüllü ve insan bedenleri üzerinde bilim adına araştırma ve deney yapılmasının meşru olduğunu açıkça savunan, ABD’li bilim insanı Willard Libby bulunuyordu.Günışığı projesi kapsamında neden bebek bedenleri kullanıldı, sorusunun cevabına ise araştırmacılar,yetişkinliğe doğru vücuda alınan besinlerin bedendeki radyasyon miktarını etkileyebileceği ve değiştirebileceğinden, alınabilecek en doğru veriyi toplamak için bebek bedenleri kullanıldığını ortaya koymuşlardır. ABD, Manhattan Projesi sonrasında nükleer silah ve enerjinin uzun vadede insan vücudu üzerinde ne gibi etkilerde bulunacağını merak ediyordu. Sunshine projesi kapsamında ayrıca nükleer silah ve atom bombası çalışmaları sırasında yapılan dolayı, nükleer radyasyonun biyosfer üzerinde ki uzun vadede etkileri de incelenmekteydi. Nükleer patlama sonrası ortaya çıkan stronsiyum 90 yani sr 90 ‘ın kemiklerde birikme miktarını ölçmekteydi.Bu ahlak yoksunu proje ile ilgili bazı hususlar, detaylı bir şekilde incelenerek ortaya çıkarılmamış, aksine üzerinin örtülmesi için çaba gösterilmiştir. Resmi olarak 1953 yılında başlanıldığı düşünülen gün ışığı projesi ile ilgili bazı bilgiler, 1956 yılında ABD’de yayınlansa da asıl şok edici ilginç ve üzücü olan yanının ise ceset ve organ hırsızlığıyla ilgi yaşanan olayların üzerinden, yaklaşık yarım asır geçtikten sonra ancak ortaya çıkabilmesidir.
[ALINTI]
1995 yılında dönemin ABD başkanı Bill Clinton tarafından ortaya çıkarılan ve dünyası şoke eden nükleer proje kapsamında,İngiltere ve ABD atom enerjileri kurumunun ortaklaşa gerçekleştirmek için insan bedeni üzerinde ki nükleer etkilerinin ölçülmesi amacıyla, korkunç bir transferde bulundukları ortaya çıktı.1955 ve 1970 yılları arasında Britanya Atom enerjisi kurulunun, İngiltere ve Avusturalya’da ölü doğan bebeklerin ailelerinin rızası olmadan, daha doğrusu habersiz gizli bir şekilde alınan ölü bebeklerin gemilere yüklendikten sonra ABD’ye gönderdiği ve Amerika’da yapılan nükleer çalışmalarda ölü bebek bedenlerinin kullanılmasıyla, bedenler üzerinde meydana gelen olası etkilerin ölçüldüğü ortaya çıkmıştır.Proje kapsamında yapılan incelemede 6 bin bebek cesedinin İngiltere’den Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderildiği tespit edilmiştir. Günışığı Projesi adı verilen bu proje kapsamında, sadece bebekler değil ölü çocuk bedenleri de kullanılmıştır.Bu kan donduran proje detayları Bill Clinton’un 1995 yılında başlattığı araştırma kapsamında ortaya çıkarılsa da Günışığı Projesinde o dönem aktif çalışanlara herhangi bir yaptırım uygulanmamıştır.Gün ışığı projesinde ortaya çıkan araştırma sonuçlarında, İngiltere’de bulunan Middlesex Hastahanesinden ABD’ye gönderilen bebek cesetlerinin yer aldığı listede, çok gizli ibaresi bulunmakla birlikte bebek isimleri yerine kod kullanıldığı görülmüştür.Ailelerinin bilgisi dışında kaçırılan ölü bebek bedenleri, 1955 yılında radyasyon testlerinde kullanılmış ve bunları bilim adına yaptıklarına inanan bilim insanlarının, daha sonra orta çıkan kayıtları ve birbirleri arasında geçen yazışmalar incelendiğinde yazışmalarda herhangi bir pişmanlık yada şüphe yaşadıkları görülmemiştir. Yayınlanan yüzlerce sayfa belge içerisinde, ABD ve İngiliz bilim adamlarının kendi aralarındaki değerlendirme mektuplarında,ölü bebek ve çocuk bedenlerinde ki radyasyon seviyesinin tartışıldığı ve incelendiği görülmüştür. Kan donduran ve şoke edici deneyler, akıllara Nazilerin insanlar üzerinde yaptıkları deneyleri hatırlatsa da uygulanış bakımından aslında pekte farklı olmadığı görülmektedir.Ayrıca orijinal ismi Sunshine Project olan gün ışığı projesi ile ilgili tüm gizli bilgiler ortaya çıksa da aslında ABD’li yetkililerin bu korkunç deney ile ilgili çoğu bilgi ve detayı açıklamaktan kaçınmaktadır.Ayrıca Project Sunshine kapsamında araştırmacıların, ölen bebeklerin ceset ve kemiklerinin ilgili kurumlardan alınması sırasında, sahte belgeler kullanarak aldatmacada bulunduğu ortaya çıkmıştır. Raporlar arasında ortaya çıkan bir belgede ise İngiliz bebeklerin ve 10 yaşına kadar olan çocukların parçalarının hazır olduğuna dair bir yazıya rastlanması, insanı gerçekten ürpertecek cinsten olan bir skandalı ortaya dökmektedir.Günışığı projesi o dönemde komplo teorisi olarak ele alınmış ve manipülasyon olarak lanse edilmiştir. 1970 yılında sonlandırılan proje ile ilgili korkunç gerçekler 25 yıl aradan sonra aydınlatılabilmiştir.Gerçek olduğu ortaya çıkan komplo teorisi Project Sunshine kapsamında 1955 ve 1970 yılları arasında yanı 15 sene boyunca ABD haricinde İngiltere’de Harwell Tıbbi Araştırma Konseyinden bilim adamları da benzer deney ve araştırmaları kendi ülkelerinde yapmışlardır.Britanya devleti deney ile ilgili spekülasyonlar hakkında konuşulmaya başlandığında yapılan iddiaları tümüyle reddetse de İngiliz bilim adamlarının ölü beden avcılığı içinde oldukları ve yapılan projenin bir parçası olduğu gün ışığı !gibi ortaya çıkmıştır.Dahası o dönem projesinin tanıkları olan kişilerin anlattıkları dinlendiğinde ise ölü bebeklerin parça parça incelendiği de tespit edilmiştir. Yani ölü bedenler parçalanarak gönderilmiş ve testlere tabi tutulmuştur! Jean Prichard isimli bir ebeveyn, 1957 yılında da İngiltere de doğduktan sonra vefat eden bebeğine o dönem, vaftiz kıyafeti giydirmesine izin verilmediği ve cenazenin kendilerine haber verilmeden alındığını ifade etmiştir.Belgeler arasında, ABD’ nin Chicago eyaletinde faaliyet gösteren Amerika Atom Enerjisi kurumunun, 1950 yılında 44 yeni doğmuş bebek cesedini Sunshine Project kapsamında yaktığı ve radyoaktif madde olan stronsiyum 90 miktarını ölçtükleri ortaya çıkmıştır.Bu testler genel olarak radyasyonun insan bedeni üzerindeki uzun vadeli etkilerini belirlemeyi amaçlıyordu. Projede Nobel ödüllü ve insan bedenleri üzerinde bilim adına araştırma ve deney yapılmasının meşru olduğunu açıkça savunan, ABD’li bilim insanı Willard Libby bulunuyordu.Günışığı projesi kapsamında neden bebek bedenleri kullanıldı, sorusunun cevabına ise araştırmacılar,yetişkinliğe doğru vücuda alınan besinlerin bedendeki radyasyon miktarını etkileyebileceği ve değiştirebileceğinden, alınabilecek en doğru veriyi toplamak için bebek bedenleri kullanıldığını ortaya koymuşlardır. ABD, Manhattan Projesi sonrasında nükleer silah ve enerjinin uzun vadede insan vücudu üzerinde ne gibi etkilerde bulunacağını merak ediyordu. Sunshine projesi kapsamında ayrıca nükleer silah ve atom bombası çalışmaları sırasında yapılan dolayı, nükleer radyasyonun biyosfer üzerinde ki uzun vadede etkileri de incelenmekteydi. Nükleer patlama sonrası ortaya çıkan stronsiyum 90 yani sr 90 ‘ın kemiklerde birikme miktarını ölçmekteydi.Bu ahlak yoksunu proje ile ilgili bazı hususlar, detaylı bir şekilde incelenerek ortaya çıkarılmamış, aksine üzerinin örtülmesi için çaba gösterilmiştir. Resmi olarak 1953 yılında başlanıldığı düşünülen gün ışığı projesi ile ilgili bazı bilgiler, 1956 yılında ABD’de yayınlansa da asıl şok edici ilginç ve üzücü olan yanının ise ceset ve organ hırsızlığıyla ilgi yaşanan olayların üzerinden, yaklaşık yarım asır geçtikten sonra ancak ortaya çıkabilmesidir.
[ALINTI]
Yorumlar
Yorum Gönder