Kayıtlar

Kasım, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

22 Kasım 2020 Yazısı

Şu sıralar halk tarafından medyanın insanları etkilediği gerçeği umursanmıyor.  İçki, eşcinsellik, din, cinayet, ... herkes kendi savunduğu düşünce üzerinden tepki veriyor.Hepimiz kişinin hayatını yönlendirecek kararları kendisinin almasını bekleriz fakat kişisel kararlar almakta zayıf ve yönlendirilmelerden etkilenen kesimin,toplumun çoğunluğunu oluşturduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün psikologlar, sosyal medyanın kişilerin hayatları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu tartışırken dizi, film ve basın tarafından gelen olumsuz mesajların eğitimli halk tarafından eleştirilmesi ve yönlendirilmesi gerekiyor. Unutmayalım ki bu büyük çoğunluk bugün devlet yönetimini dahi değiştirebilir çoğunlukta.Burada bir doğal seçilim bekler gibi umursamaz ve herkes kendi ateşinde yansın diye bekleyen kesim zaten bunun ateşinde yanıyor. Görmek istemiyorsan izleme, karakterine sahip çıkamıyor musun? vs. söylemlerin kimseye bir hayrı yok.

14 Kasım 2020 Yazısı

Toplumsal alana sirayet etmiş bulaşıcı bir hastalık halidir bilgi kirliliği.Ortaya çıkışı toplumun o anki hassasiyetlerini kaşıyacak,duygularını tetikleyecek ve yönlendirecek,kendi içinde birbirini destekleyen ve aynı zamanda yeri geldiğinde çürütebilecek dinamikleri barındıran,çoğunlukla bilgiyi/algıyı yayan bireyin niyetinden bağımsız kontrolsüz şekilde büyüyen,insanların büyük ümitler beslediği ve dolayısıyla çürütülmesiyle üzüntülerin su boğulmuş olduğu bilgiler çöplüğü. İnsanlar arasında doğal yolla kurulan iletişimin zayıflaması ve aynı zamanda teknolojik iletişim seçeneklerinin artması bilgi kirliliğini de şaşırtıcı şekilde zirve yaptırmıştır.Tezatın kendi içinde birbirini beslemesine daha güzel bir örnek olamaz sanırım.Doğru kaynaktan çıkan bir bilgi el değiştirdikçe,değiştirilen el sayısı kadar eklemelerle yoğruluyor.İnsanların hassasiyetleri,öncelikleri arı bilginin kenarlarını olabildiğince yontuyor,kendi düşüncesini ve elde etmeyi umduğu çıkarını destekleyecek şekilde yönle

12 Kasım 2020 Yazısı

SOSYAL MEDYA YENILIR MI, ICILIR MI?  Sosyal medyanin bir arac olarak dogru kullanimi,fonksiyon-belenti uyumu,sosyal medya ile yapilabilecekler ve yapilamayacaklara dair kisa bir değerlendirme.Sosyal medya kendisinden onceki iletisim araclarindan farkli yetenekleri icinde barindirarak iletisimde cigir acan ve "bilgiyi itme" mantigiyla isleyen ama ayni zamanda iki yonlu etkilesime de kitlesen boyutta imkan saglayan gunuzumun kitle iletisim aracidir.Iletisimde temel olarak iki yontem vardir; itme ve cekme yontemi.Iletisim kanali kullanma yani bilgiyi paylasma inisiyatifi itme yonteminde bilgiye sahip olanda,cekme yonteminde ise talep edendedir.Kutuphaneler cekme yontemine ornektir mesela.Sosyal medya itme yontemini cok daha yaygin hale getirip yayginlastirdigi gibi kaynak aliciyi da birey veya grup olmaktan cikarip paylasimi global seviyede alicilar ile muhatap etmistir.Esinizin paylasimi ile Cin'den birisinin paylasimi size ayni kolaylikla ulasir yani.Sosyal medya,kitap,tel

10 Kasım 2020 Yazısı

Joe Biden,ABD'nin en genç senatörlerinden birisiydi.1973 tarihinde sadece 30 yaşındayken senatörlüğe seçiliyor.36 sene senatörlük görevi yapıyor.ABD'nin en genç başkanı olacağım diye yola çıkarak 1988'de ilk kez demokrat partiden başkanlık yarışına giriyor ve kaybediyor.2008 tarihinde yeniden girdiğinde karşısında Hillary Clinton ve Barack Obama gibi adaylar olduğu için kaybediyor. Barack Obama ona güvenerek adaylığını kazandıktan sonra yanına başkan yardımcısı olarak alıyor. Hillary Clinton'ın eşi 1992-2000 yılları arasında başkanlık yaptı,Hillary Clinton ise 2000 yılında New York senatörlüğünü kazandı.2008 yılında eşi Bill'den sonra gelen başkan George W. Bush'un 2 dönemlik görevi süresi sonrasında başkanlığa aday oldu ama o sene Barack Obama'ya kaybetti.Obama onu da unutmadı,Joe Biden gibi Hillary Clinton'ı da yanına aldı ve Hillary 2009-2013 yıllarında dışişleri bakanı oldu. 2016 seçimlerine geldiğimizde 2 dönemi doldurmuş ve bir daha yasal olarak

3 Kasım 2020 Yazısı

Ülkemizde ve dünyada büyük olaylar yaşandığında buraya bir şey yazasım gelmiyor.Çünkü söylenecekler söylenmiş,denilecekler denmiş oluyor hep.Burada vb. mecralarda yazılanlar nispeten doğrulara işaret etse de,bir şeyleri değiştirme gücü olanlar ne burada ne başka yerdekileri okuyup çözüm üretmiyor.Bu da her yeni olayın,yaşanan bir önceki kötü olayı başa sarmasıyla sonuçlanıyor.İki olay arasında arpa yolu yol alamayan,ders çıkaramayan,aynı parametreleri tekrar tekrar okuyamayan bir ülke... Ege Denizi Depreminde de benzer şeyler yaşandı.Hiçbir şeyin değişmediği yine ortaya çıktı.Depreme dair teknik analiz kasmaya gerek yok.O benim işim değil.Uzmanların işi.Ne de olsa uzmanlar,her deprem sonrası ekranlara çıkıp kendilerini parçalayarak her şeyi yeniden anlatıyorlar. "elbette bunlar yaşanacaktı.Her şey bilgimiz dahilindeydi.Fakat sorun; kimsenin bir şey yapmaması,önlem almamasıydı.Zaten deprem öldürmez bina öldürür" diyorlar.Uzmanların konuşmalarını izleyen herkesin aklında bu gib