3 Kasım 2020 Yazısı

Ülkemizde ve dünyada büyük olaylar yaşandığında buraya bir şey yazasım gelmiyor.Çünkü söylenecekler söylenmiş,denilecekler denmiş oluyor hep.Burada vb. mecralarda yazılanlar nispeten doğrulara işaret etse de,bir şeyleri değiştirme gücü olanlar ne burada ne başka yerdekileri okuyup çözüm üretmiyor.Bu da her yeni olayın,yaşanan bir önceki kötü olayı başa sarmasıyla sonuçlanıyor.İki olay arasında arpa yolu yol alamayan,ders çıkaramayan,aynı parametreleri tekrar tekrar okuyamayan bir ülke...

Ege Denizi Depreminde de benzer şeyler yaşandı.Hiçbir şeyin değişmediği yine ortaya çıktı.Depreme dair teknik analiz kasmaya gerek yok.O benim işim değil.Uzmanların işi.Ne de olsa uzmanlar,her deprem sonrası ekranlara çıkıp kendilerini parçalayarak her şeyi yeniden anlatıyorlar. "elbette bunlar yaşanacaktı.Her şey bilgimiz dahilindeydi.Fakat sorun; kimsenin bir şey yapmaması,önlem almamasıydı.Zaten deprem öldürmez bina öldürür" diyorlar.Uzmanların konuşmalarını izleyen herkesin aklında bu gibi ana fikirler kalıyor.

Bir de böyle zorlu zamanlarda sosyal medyanın hem haber alma özgürlüğü için bir nimet,hem de gayya kuyusu gibi pislik bir çukur olduğunu görmek de mümkün.Özellikle ortadoğu'daki ülkelerde ki bu lafıma kimse alınmasın.Artık bir ortadoğu ülkesi olduğumuz hepimizin malumu..Bu toplumlarda görülen içine kapanıklık,başkalarının başarsızlıklarıyla mutlu olmak,güvensizlik,nedenlerin ardına sığınmak,özeleştiri yerine kin ve nefret kusarak hedef saptırmak DNA'lara işlemiş.Dünden beri depreme dair aşağılayıcı yorumlara denk geldiğimde sadece ben mi yerin dibine geçiyorum.Gördüklerime inanamıyorum?

İçimizdeki bölünmüşlük ve nefret o kadar büyük ki,aramızda köprüler inşa edilemeyecek kadar uzak uçurumlar var. "ülke ve toplumları büyük felaketler yakınlaştırır" dense de,içerideki çürükler her şeyi bozuyor,alt üst ediyor.Ağacı,kendi kurdu kemirir misali.Zaten bu kafayla bizim,Yine bizden başka düşmana ihtiyacımız olmadığı gerçeği beliriyor.İçimizdeki düşmanlar,kötüler,kötü niyetliler o kadar çok ki,dış mihrak arayıp,sanal düşman ithal etmeye gerek yok.

Koskoca bir depremde,kocaman bir ülke tek vücut olamıyorsa başa daha çok felaket gelir. 

Hazır aklıma gelmişken Deprem Vergileri ?

Ege denizi Depremi sonrası hesabını yeniden sormak gereken vergidir.Bugün yarın devlet bağış kampanyaları düzenlemeye başlar.Peki 1999 yılından beri toplanan bu vergiler ile kentleri depreme dayanıklı hale getirmek için ne yaptınız? Binalar kağıt gibi yıkılıyor,insanlar göçük altında can veriyor 6.8 ile..Milyonlarca para toplandı halktan,toplanmaya devam edecek.Sorun deprem vergisi vermek değil,sorun bu vergilerin deprem için harcanmaması.Deniyor ki deprem vergisi yalnızca deprem için kullanılmaz,bu para kamu yararına başka hizmetler için de kullanılabilir.Köprüler,yollar,geçitler vs. depremde yitireceklerimizden daha mi önemliler? Yetkilier bu vergilerin hesabını vermek zorunda..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

8 Mart 2022 Yazısı

13 Eylül 2024 Yazısı

11 Ağustos 2024 Yazısı