3 Haziran 2020 Yazısı
18. Yüzyıl öncesi krala can feda kutsal olan için savaş denilirken ardından herşey bireysel özgürlük için denildi. Bir gücün etkisini kırmak diyalektik mantığın bir gereği gerçekliğin de bir hakikati olarak yeni bir gücün etkili olmasına sebeb olur. Ve bireyler güçlü değildi...Objeleşmiş bedenler, zihinler, ideolojiler ve değerler. Önceden alınan ve satılan bedendi. Şimdi insanın herşeyi. Bir zihin düşünün ki kendi kendini infilak etsin ve saçma olan ise bu infilağı gerçekleştirenler kutsalları gereği gerçekleştirdiler.Hristiyanlık ve yahudilikte yine birbirlerine yakın iki düşünce gelişmiştir. Hristiyanlar da İsaya Tanrılılık atfedilerek Tanrıyı dünyaya hapsetmişlerdir. Yani tanrı hem cisimsel hem mekansal hemde zamansal olarak sınırlandırılmıştır. Yani Tanrı insan cennet veya cehennem dünya.O zaman sınırsız olan insan. Ama hangi insan. İlk başlarda, Üstün olan insan. Gelişmiş insan. Ruhban sınıfı veya kralların kutsal kanlı aile fertleri. Ardından çalışan azimli başarılı zengin yöneten kurgulayan öldüren ve öldürten. Son olarakta aklını en iyi şekilde kullanan üstün ırk düşüncesini daha iyi filizlendirmiş olan öjenizime göre evrimleşmesini en iyi şekilde gerçekleştiren ve gerekli koşullara uygun olan insan azınlıkları. Bu da kapitalizm, bilim, sekülerizm vb şeyler gibi Hristiyanlık anlayışına uygun.Yaşanılan süreçler savaşlar kra günler insanlık dışı dramlar gibi Avrupa tarihinde bulunan o karanlık çağın olmasının sebebi de bu. Çünkü Tanrının sınırdırılması ölmesi demekti. Bundan dolayı da yeni bir Tanrı doğmalıydı.Bu da sancılı ve uzun bir süreç ardından olabilirdi.Şimdi Yahudilikte ise Musa Tanrıyla konuşmaya gittiğinde on emir ile geri döndü. Musanın Tanrının yanına gitmeden veya gelmeden önce yaşanılanlar ayrı ayrı ele almak gerekir. Çünkü orada ince bir püf nokta var. Aslında George Simmel'in de üstü kapalı değindiği yahudilerin metafiziği bilgi bağlamında ret etme mevzusu. Yani melekler ve cinler güvenilmezler. Cebrail musaya yanlış bilgi getirdi. Musa Tanrının yanına onun için gitti. Musa tanrıyı görmek istedi. Çünkü Musa Cebrail'e inanmıyordu. İyiliği yayıyordu ama insanlık için.Çünkü tanrıdan şüphe ediyordu. Sadece Cebrail ile temas halinde olmuştu. Yani insanın algıladığı ve duyumsayabildiği önemli. Yani insanın kendi çabasıyla başka hiç bir şeye başvurmadan bilgiyi elde edebilmesi önemli. Zaten bundan dolayı da farklı etkenlerin olmasıyla birlikte özellikle sosyal bilimlerde ismini tarihe yazmış olanların çoğu yahudi. Bunun doğrultusunda gelişen süreçler yaşanılanlar vs yahudilerde bir paradigma gelişti. Bu paradigmayı göre mehdinin dünyada zühur etmesiyle Tanrının ona verdiği yetki doğrultusunda cennet ve cehennem dünyada kurulacak.Bütün melekler ve cinler mehdinin hizmetkarı olacak. Mehdi dünyada üstün yetenekleri ve gücüyle yeniden dizayna girişecek ve ölüleri diriltecek. İnsanlar bu dünyada sonsuza dek yaşayacaklar. Yahudilerin cennetin sahipleri dğier insanlar ya hizmetkar yada ateş.Yani bu iki anlayışın birbirine paralel olma noktası şu ki kapitalizmin doğuşu gelişimi ve bugün ki aldığı hal tamamen bu iki anlayış üzerine kurulu. Öncelikle protestan ahlakından Weber'in dediği gibi böyle bir sistemi anca bunlar kurabilir. İkincisi bu sistemin yöneticiliğini Anca yahudiler yapabilir. Hitler bunu görmüştü. Ona göre, gençlik yıllarında yaşadığı kötü şartların etkisiyle de, Almanların içinde bulunduğu o dramatik dönemlerin şaheserleri, milliyetçi duygularıyla, yahudiler ve fransızlardı.Son olarakta gizli örgütlerin veya gizli planların insanları yönettiği düşüncesinde ki haklılıkta burada. Direnci ve mücadeleyi sağlayan inançtır. Kapitalizm ruhunda var olan inanç ise sahte dinleri sahte ideolojileri ve sahte hedefleri oluşturdu.Son olarak aileler şahıslar ve kişiler önemli değil. Önemli olan inançlar ideolojiler ve hedeflerdir. Yani odaklanılması gereken şey iki dinin kapitalizme beraber nasıl tek bir dine dönüştüğü ve nasıl olurda buna olan inancın hepimizi yok edecek derecede güçlü olduğu..
Yorumlar
Yorum Gönder