9 Şubat 2025 Yazısı
Türkiye-Birleşik Krallık Ticaretinde Yükseliş: 2024'te Artan İhracatın Ekonomik ve Siyasi Analizi
Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatındaki %11’lik artış, sadece ticaret hacminin büyümesi anlamına gelmekle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’nin küresel ticaret sistemindeki stratejik rolünü güçlendiren bir gelişmedir. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin Birleşik Krallık’a yaptığı ihracatın 12,7 milyar dolara ulaşması, özellikle son yıllarda gelişen ekonomik politikaların, küresel ticaretin yeniden şekillenmesinin ve diplomatik ilişkilerin etkisiyle ortaya çıkmıştır. Bu artışın arkasında birçok etken yer almaktadır: Türkiye’nin ekonomik diplomasisi, sanayi altyapısındaki gelişmeler, küresel ticaretin yön değiştiren yapısı ve Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki serbest ticaret anlaşmasının sağladığı imkanlar gibi faktörler, ihracattaki bu artışın temel sebeplerini oluşturmaktadır.
Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler, tarihsel olarak güçlü bir temele sahiptir. Türkiye’nin 1995 yılında Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşması yapması, Türk ekonomisinin Avrupa pazarlarıyla entegrasyonunu sağlamış ve Birleşik Krallık da bu dönemde Türkiye’nin en büyük ticaret ortaklarından biri olmuştur. Ancak, 2016 yılında Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı, özellikle Avrupa ile olan ticaret ilişkilerinde önemli değişimlere yol açmıştır. Brexit, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği ile olan ticaretini yeniden yapılandırma çabalarına girmesine yol açmış ve Türkiye için yeni ticaret fırsatları yaratmıştır. Birleşik Krallık, AB dışındaki ticaret ilişkilerini çeşitlendirmek amacıyla Türkiye gibi sanayi üretimi güçlü ve rekabetçi ülkelere yönelmeye başlamıştır. Türkiye, bu dönemde yeni stratejiler geliştirerek, Birleşik Krallık’a olan ticaretini artırmak için fırsatlar yaratmıştır. Özellikle 2021 yılında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) ile iki ülke arasındaki ticaret hacmi daha da derinleşmiştir. STA, Türkiye’nin Birleşik Krallık’a ihracatını daha rekabetçi hale getirmiş, gümrük vergilerini düşürmüş ve birçok ürün grubunda ticaretin daha serbest ve hızlı bir şekilde yapılmasını sağlamıştır.
Türkiye’nin ihracatındaki bu artışın sebeplerini anlamak için ülkenin sanayi üretimindeki gelişmeleri ve sektörel değişimleri incelemek de önemlidir. Türkiye, son yıllarda üretim altyapısını güçlendirmeye yönelik önemli adımlar atmış ve sanayi sektörünü daha rekabetçi hale getirmiştir. Türkiye'nin sanayi kapasitesindeki bu gelişmeler, otomotiv, tekstil, kimya, beyaz eşya ve gıda sektörlerinde kendini göstermektedir. Türkiye, düşük iş gücü maliyetleri ve güçlü sanayi altyapısı sayesinde, gelişmiş ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayacak üretim kapasitesine sahiptir. Özellikle otomotiv sektörü, Türkiye'nin dış ticaretinde önemli bir paya sahiptir ve Birleşik Krallık, Türkiye'nin bu sektördeki en büyük ticaret partnerlerinden biridir. Aynı şekilde, tekstil ve beyaz eşya gibi sektörlerde de Türkiye, yüksek kalite üretim kapasitesi ve uygun fiyatlarıyla rekabetçi bir konumda bulunmaktadır. Birleşik Krallık, bu sektörlerdeki üretim ihtiyaçlarını karşılamak için Türkiye’yi tercih eden bir ülke haline gelmiştir. Türkiye’nin sanayi üretimindeki artış ve rekabet gücü, ihracatın büyümesinde önemli bir faktör olmuştur.
İhracat artışının diğer bir önemli nedeni, Türkiye’nin dış ticaret politikalarının yeniden şekillendirilmesidir. Türkiye, son yıllarda daha çeşitli dış ticaret stratejileri benimsemiş ve Batı pazarları dışındaki ülkelerle de ekonomik ilişkilerini geliştirmeye çalışmıştır. Bu strateji, Türkiye’nin dış politikasında ekonomik diplomasinin önemli bir araç haline gelmesini sağlamıştır. Türkiye, bu kapsamda Avrupa Birliği’ne olan bağımlılığını azaltmaya ve dış ticaret ilişkilerini çeşitlendirmeye çalışırken, özellikle Asya, Orta Doğu, Afrika ve Amerika pazarlarıyla olan ticaretini artırmayı hedeflemiştir. Birleşik Krallık, Türkiye için bu stratejinin bir parçası olarak büyük bir ticaret ortağı olmuştur. Türkiye’nin ekonomik diplomasisi, sadece ekonomik çıkarları değil, aynı zamanda küresel güvenlik politikaları ve stratejik hedefleri de göz önünde bulundurularak şekillendirilmektedir. Türkiye, Birleşik Krallık ile olan ekonomik ilişkilerini güçlendirerek, Batı ile olan bağlarını derinleştirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, Birleşik Krallık ile yapılan ticaret, Türkiye’nin savunma sanayii, enerji ve teknoloji gibi stratejik alanlarda da işbirliği imkanlarını artırmış ve bu işbirliği hem ticaret hacmini hem de siyasi ve diplomatik ilişkileri güçlendirmiştir.
Ancak, Türkiye’nin Birleşik Krallık’a yaptığı ihracatın sürdürülebilirliği, pek çok ekonomik ve politik faktöre bağlıdır. Küresel ekonomik krizler, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, döviz kuru değişiklikleri ve tedarik zincirindeki aksaklıklar, Türkiye’nin ihracatının gelecekteki büyümesini tehdit edebilir. Özellikle enerji maliyetlerindeki artış ve tedarik zincirinde yaşanabilecek aksamalar, Türkiye’nin üretim maliyetlerini artırabilir ve dolayısıyla rekabet gücünü azaltabilir. Ayrıca, Türkiye’nin AB ile olan ekonomik ilişkileri ve Gümrük Birliği anlaşmasının geleceği, Türkiye’nin dış ticaret politikalarını etkileyebilecek önemli faktörlerdir. Gümrük Birliği’nin modernizasyonu, Türkiye’nin AB ile olan ticaretine yeni fırsatlar yaratabilir ve Birleşik Krallık ile olan ilişkileri dolaylı olarak etkileyebilir. AB ile yaşanabilecek siyasi gerilimler veya ticaret anlaşmazlıkları, Türkiye’nin Birleşik Krallık pazarındaki pozisyonunu da zorlaştırabilir. Bununla birlikte, Türkiye’nin dış ticaret stratejilerinin çeşitlendirilmesi ve daha esnek bir dış politika benimsemesi, bu tür olumsuz etkilerin önüne geçebilir.
Türkiye’nin dış ticaretini sürdürülebilir kılmak ve ihracatını artırmak için küresel ekonomik gelişmeleri yakından takip etmesi ve ticaret politikalarını buna göre şekillendirmesi gerekmektedir. Türkiye’nin üretim kapasitesini daha da artırması, sanayi sektöründeki verimliliğini geliştirmesi ve yeni ticaret anlaşmalarına imza atması, ihracatın sürdürülebilirliğini sağlamak için atılacak önemli adımlar olacaktır. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin dış ticaret ilişkilerini çeşitlendirmesi, yalnızca Batı pazarlarıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda Asya, Afrika ve Orta Doğu gibi bölgelerde de daha aktif bir ticaret politikası izleyerek, küresel ticarette daha bağımsız bir konum elde etmesi gerekmektedir. Türkiye’nin ekonomik diplomasi aracılığıyla dış ticaretini çeşitlendirmesi, sadece ekonomik büyüme için değil, aynı zamanda uluslararası politikada daha güçlü bir aktör olabilmek için de büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak Türkiye’nin Birleşik Krallık’a yaptığı ihracatın 2024’teki %11’lik artışı,ülkenin ekonomik gücünü, ticaret kapasitesini ve dış politika stratejilerini başarıyla birleştirdiğini gösteren önemli bir örnektir. Türkiye’nin küresel ticaret sisteminde daha güçlü bir rol üstlenebilmesi için üretim kapasitesini artırması, dış ticaretini çeşitlendirmesi ve küresel gelişmelere uyum sağlaması kritik bir öneme sahiptir. Birleşik Krallık ile olan ticaretin güçlenmesi, Türkiye’nin Batı ile olan ekonomik ilişkilerini daha da pekiştirecek ve ülkenin küresel ekonomik konumunu daha da sağlamlaştıracaktır. Bu süreç, aynı zamanda Türkiye’nin stratejik hedeflerine ulaşabilmesi için dış ticaret ve ekonomik diplomasi alanında izlediği doğru politikaların bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
---KAYNAKÇA---
-Wikipedia
-Anadolu Ajansı
-T.C. Ticaret Bakanlığı
-T.C. Dışişleri Bakanlığı
-BBC
-CNN
-AB Mevzuat
-SETA Vakfı
-Euronews
-İMMİB
-DW
-TEPAV
-The Guardian
-History Studies International Journal of History
-EDAM
-OECD
-NTV
-Bloomberght
-Ekonomist
-CNBC-e
-Fikir Turu
Yorumlar
Yorum Gönder