26 Eylül 2020 Yazısı

Versailles Anlaşması 20. yüzyılın en büyük hatasıdır. şimdiki israilin kurulmasından tutun, hitler'in fransa'yı yok etme seviyesine gelmesine kadarki yolu açan antlaşmadır. bu antlaşma ile birlikte devletler gördüler ki, bir ülkeyi ya tamamen sileceksiniz, ya da antlaşmayı makul seviyelerde tutacaksınız. ders olmuştur ki 2. dünya savaşı sonrası almanya'nın o büyük çılgınlıkları sonrası bile avrupa birliği'nin temelleri atılmıştır.  

10 ocak 1920'de yürürlüğe giren barış antlaşması, bismarck (bismark)ın kurduğu almanya'yı yıkıyor ve yeni bir avrupa düzeni kuruyordu. almanya, alsace-lorraine (alsas-loren)'i fransa'ya, eupen (öpen), malmedy (malmedi) ve monschau (monşo) nun bir bölümünü belçika'ya, memel'i yeni kurulan litvanya'ya, doğu şilezya ve batı prusya'nın bir bölümünü polonya'ya, yukarı şilezyanın bir parçasını çekoslavakya'ya bırakıyordu. dantzig (danzig) serbest şehir oluyor ve milletler cemiyetinin himayesine terkediliyordu. saar (sar) bölgesi fransa'ya bırakılmakta, bölgenin esas kaderi ise onbeş yıl sonra yapılacak halk oylaması ile belirlenecekti. almanya, ren kıyılarındaki ve helgoland'da mevcut tahkimatları yıkacaktı.

Almanya'nın, çin'deki hakları ve büyük okyanus'taki adaları japonya'ya devredildi. almanya, avusturya ile birleşmemeyi taahhüt etmekte; ayrıca avusturya, çekoslavakya ve polonya'nın bağımsızlığını tanımaktaydı. tarafsızlığı savaş içinde çiğnenen belçika'nın hukuki bakımdan da tarafsızlığı kaldırılmakta, almanya da bunu kabul etmekte idi.

Bu anlaşmanın şartlarının tartışıldığı konferansa hiçbir alman yetkili davet edilmemiştir.kazanan ülkeler kafalarına göre anlaşmayı hazırlamış, almanya'ya da hiçbir itiraz sunmadan imzalamak ve savaşın tüm suçunu yüklenmek düşmüştür.

İşte bundan dolayı fransız tarihçi stephane audoin-rouzeau anlaşma maddelerinin yanı sıra, versaille'ın bizzat kendisini ve hazırlanma sürecini de "aşağılayıcı" olarak nitelendirir. gerçekten de versaille'a dair her şey almanları aşağılamaya yöneliktir ve bu tavır "yılanın başını ezme" meselesinden daha ötedir bana kalırsa; almanlara karşı duyulan saf nefretin, hıncın, intikam duygusunun eseridir.

Versailles anlaşması almanya’yı ekilebilir arazilerinin %15’inden, demir cevherlerinin %75’inden ve kömür kaynaklarının %26’sından mahrum bırakmıştı. üretim kapasitesi demirde %44, çelikte %38 azalmış; almanya, ticaret filolarının yaklaşık %90’ını, tüm donanmasını, demiryolu taşıtlarının büyük bölümünü ve yabancı yatırımlarının tümünü kaybetmişti. 1919 yılına gelindiğinde, alman sanayisinde üretim, 1913 yılı veriminin üçte birinden biraz fazlaydı. 1923’te tüm sınai üretim, hâlâ savaş öncesi düzeyin yarısına erişememişti.

Bu antlaşmayı genel hatlarına bakacak olursak

1. Almanya itilaf devletlerine toprak veriyor, bazı topraklarından devletler çıkıyor (örneğin polonya)

2. İtilaf devletleri, savaşın neredeyse tüm yükünü almanya'ya yıkıyor ve savaş tazminatı değilde itilaf tüm devletlerin borçlarını ödeyecek.

3. Alman ordusu terhis edilip sadece 100 bin kişi ile sınırlandırılıyor, silah,uçak vs. savaş aletleri üretimi yasaklanıyor.

Bazı uzmanlar bu antlaşmanın direk ikinci dünya savaşı'nın bir nedeni olarak sayıyorlar.
sonucunda almanya'da bir geçici bir cumhuriyet kuruluyor (weimar cumhuriyeti). almanya açlık, yoksulluk, enflasyon, yarı özgür bir şekilde bırakılmıştır.

O yuzlerce maddelik anlasmalari "barisa son veren baris" seklinde 4 kelime ile ozetlemek mumkundur, yendiginiz devleti ezer, prestijini yerle bir eder, sistemden dislarsaniz geri donup saldirmamasi cok dusuk bir ihtimaldir. bu anlasma almanya'yi maymun etmistir ve ikinci dunya savasina giden yolu birincisi biter bitmez acmistir.

Ne var ki bu hatadan ders alinmis ve ikinci dunya savasi sonucunda kazanan devletler "peki biz neyi kazandik?" deyip ellerinde pek bir sey olmadigini ve yenilen almanya'dan farksiz olduklarini gormusler, bu isin altindan almanya'siz kalkamayacaklarini, zaten almanya'siz kalkmanin da hata olacagini bilerek hareket etmisler ve almanya'yi tekrar mahvetmek yerine avrupa birligi'nin temellerini atmislardir.

Bertrand russell, bu antlaşmanın savaş çıkarmasının en büyük sebebini ekonomide arar. russell'a göre, itilaf devletleri antlaşmanın uygulanabilmesinin tek yolunun almanya'nın ihracatının gelişirken kendi sanayilerinin çökmesi olduğunu dehşet içerisinde farketmiş ve almanya'nın ödemeyi belirli ürünler şeklinde yapmasına karşı çıkmışlardır. durumu bireylere indirgediğimizde saçmalık daha bariz bir biçimde ortaya çıkıyor. kavga eden iki kişiden kazanan, kaybedenin ödeyebileceğinden daha fazla para talep ediyor. kaybeden "peki abi, çalışır, elimdekileri satar, öderim" dediği anda da "çalışırsan benim işimi ele geçirebilir; elindekileri satarsan benim mallarımın değerini düşürürsün" şeklinde bir nedenle zavallı kaybedeni reddedip iyice zor duruma düşürüyor.

İtilaf devletleri'nin bu durumu çözmek için buldukları dahiyane çözümse günümüz bankacılık krizinin sebebinden farklı değil: "biz sana bize ödeyeceğin tazminatı borç olarak verelim, sen de - doğal olarak bir miktar faiz karşılığı - yavaş yavaş borcunu öde." tabi ufak bir sorun vardı. savaştan çıkmış, zor durumdaki almanya'nın bu borcunu - bireyler analojimize dönersek - çalışmadan ve eşyalarını satmadan ödemesi gerekiyordu. sonuçta, borcu ödemek şöyle dursun, almanya'nın faizleri ödemek için bile borç alması gereken fasit bir döngü başlamış oldu. malum, dünyanın kaynakları sınırlı olduğundan da, tıpkı bizi teğet geç(mey)en krizdeki gibi, insanlar - ve tabi ülkeler - ellerinde olmayan paraları harcamaya başladılar.

Versailles antlaşması'nın yarattığı fasit döngünün kırılması anca savaş ekonomisiyle; yani eldeki sanayi ürünlerinin silaha dönüştürüldüğü, insanların 7/24 çalışan fabrikalarda rahatça iş bulabildiği, devletlerin "ödemiyorum borcumu,gel al" dediği sistemle mümkün olabilmiştir.

 

KAYNAKÇA

www.tarihiolaylar.com

www.wikipedia.com

www.antlaşmalar.com

tarihibilgi.org

Ali Erhan Ertan. 2016.I.DÜNYA SAVAŞI’NIN ARDINDAN YENİ DÜNYA DÜZENİNE DOĞRU: 1919 PARİS BARIŞ KONFERANSI.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

8 Mart 2022 Yazısı

13 Eylül 2024 Yazısı

11 Ağustos 2024 Yazısı