21 Ocak 2020 Yazısı

Siyasi kavgalarda strateji belirleme işi o kavganın mağdurlarına kalırsa,soğukkanlı kararlar alıp geleceği şekillendimesi gereken akıl(liderlik) devre dışı kalır.Beklenen hedeflere, hemen ulaşılamıyorsa "yansın bu dünya" psikolojisi hakim olur.Küçük kazanımlar gözardı edilir.Bir kavgada sırf duygularıyla ve mükemmelden başka hiçbir şeyle tatmin olmayarak karar alan insanların siyasette,hak arama mücadelesinde başarıya ulaşması zordur.Mucize bekleyerek bir ömür geçirir,ümitsizliğe düşer,sonunda yanlış yorumladıkları doğrularını terk edip giderler.Korktuğu için her konuda adil olamayanlara karşı uç tepkiler verip hakaret etmenin kimseye faydası yok.RTE, partisini bir kaşık suda boğmaya hazır insanları idare ederek,tavizler vererek bugünleri gördü.Ancak çapta yalana kumpasa tenezzül etmeden de akıllı siyaset yapılabilir Hak arayanlar için:Orda burda iki kelimeyi bir araya getirip kendi reklamını yapma derdinde olanları;mümkünse safınıza çekin değilse tarafsız/az zaralı olmalarını sağlayın ama kesinlikle;bomba atanların yanında kafanıza çakıl taşı atanlarla uğraşıp onlara da bomba attırmayın. "Vatan, Devrim, Bayrak, Din" gibi sözcükleri yerli yersiz duymaya başladığınızda oradan uzaklaşın.Genelde bu mavalları;sürüye koyun arayan çobanlar,suçuna ortak arayan hırsızlar okur.Vatan için çırpınan boş boş Vatan demez; bilim der, hukuk der,üretimi konuşur,dünyayı tanır.Bu sözcüklerin havada uçuştuğu ortamlardan toplumlara huzur ve refah çıkmaz.Dürüstlüğün ahlakın ve adaletin olmadığı,oldurulmaya çalışılmadığı yerde din yoktur,dava yalandır,lider de şarlatandır.Bunlar çok eski zamanlardan beri hırsızların formüle ettiği sihirli sözcüklerdir.Otoritenin önünü açan,ona bir sonraki baskının seviyesinin ne olması gerektiğini gösteren en önemli kriter;toplumun bir önceki karara verdiği tepkinin boyutudur.Halk rejimin istediği şekilde yürümeye ve daha o demeden onun adına haklarından vazgeçmeye başlarsa sonu gelmez.Mevzu sadece sokağa çıkmak olarak algılanmamalı.Bilinçaltında muhalefetin işlevsizliği kabul edildiği için ilk akla gelen bu oluyor.Muhalefet partileri seçimden seçime bir tiyatro oynuyor.Bedenen hayatın içinde olarak toplumun geri kalanını ikna etmenin çok fazla yöntemi var.Sanal dünyada verilen tepkilerle toplumun birtakım sorunlara çözüm bulması,otoriter rejimlerin halkı sokaktan uzak tutmak için göz yumduğu bir balans ayarıdır.Fiziki olarak siyasetin içinde olmayan kitleler tehdit sayılmaz.Türkiye'de muhalif partilerin rejime en büyük jesti budur.Sosyal medya elbette en doğru şekilde kullanılmalı ancak "elden başka bir şey gelmiyor" dedirtiyorsa,bilin ki otoritenin izni olmadığında elden bu da gelmeyecektir.Bu tip iktidarlar,hukuksuz işlere şiddet içermeyen yol ve yöntemlerle tepki verilmediği sürece baskıyı azaltmaz.En azından kültürel düzeyde halklar nezdinde makul bir irade ortaya koyabilmeli.Diaspora dışında,yazan çizen aklı başında çok fazla Ermeni var.Sıcak bir çatışma veya güncel bir konflikt yokken bazı adımlar atılabilir,Bu işin senaristi Batı'dan(İngiltere) yardım beklenmez.Böyle kadim halkların, bu çağda ilkel birer klan gibi yaşamaları insanlık adına üzerinde düşünülmesi gereken üzücü ve çok tehlikeli bir durum.Bu vahşet bir kültür olamaz. İçten ve dıştan yıllarca sömürülen bir toplumun acınası hali.Attıkları roketlerin bir kısmı kendi topraklarına bir kısmı ilgisiz yerlere düşüyor. Ortada ölen yaralanan Amerikalı yok ama hava savunma sistemleri yanlışlıkla yolcu uçağı düşürdü.Bir tabutu 4 gün gezdirdiler 60 kişi ezilerek öldü.Bu tip devletlerin maskarası olanlar utansın.İran,Tahran'dan kalkan Air Ukrayna yolcu uçağının düşmesi hakkında alelacele "teknik arıza" açıklaması yapmış. Uçak muhtemelen roketle düşürüldü.1988'de ABD İran'a ait yolcu uçağını düşürmüş ve sonra tazminat ödemek zorunda kalmıştı.Olan yine suçsuz günahsız sivillere oldu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

8 Mart 2022 Yazısı

13 Eylül 2024 Yazısı

11 Ağustos 2024 Yazısı