15 Nisan 2023 Yazısı

MONETARİZM

1976 yılında Nobel Ekonomi Ödülü'nü elde eden ABD'li iktisatçı olan Milton Friedman tarafından geliştirilmiş bir teoridir. Monetarizm yani parasalcılık ekonomik büyümenin ana itici gününün para arzı olduğunu gösteren bir makroekonomi olan terimdir.Bu kurama veya teoriye göre hükümetler,ekonomik istikrarı geliştirmek amacı ile para arzında büyümeyi amaçlar.Bu yazımda monetarizmin ne olduğu nasıl ortaya çıktığı hakkında bilgi vereceğim.


Nedir ?

Çağdaş iktisadi problemler arasından biri olan enflasyon konusu ile ilgili olan ve enflasyonun nedeni olarak para arzının hükümetlerce gereksiz ve aşırı bir seviyede artırılmasını ifade eder.Monetaristi savunanlara göre,ekonomi içerisinde bulunan istikrarsızlıkların çoğu parasal kökenlidir.Bu sebep ile para politikasının iktisadi problemlere karşı, diğer iktisat politikası vasıtalarından daha etkin bir durumda olduğunu düşünmektedirler.Bu fikirlerini özetleyecek olursak; enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur ifadesi ile belirtirler.

 

Temsilcileri

Monetarizm kavramı akıllara ABD'li ekonomist olan Milton Friedman gelmesine rağmen tarihi yönden incelendiğinden belli başlı 4 adet monetarist aşama görülmektedir.Milton Friedman,bu aşamaların 2. de bulunmaktadır.

Birinci Aşama
Chicago Okulu’nun meydana gelmesinde ismi geçen Henry Simon,Lloyd Mints,Paul Douglas,Aaron Director, Jacob Viner sözlü Chicago Okulu geleneğinin temsilcileri konumundadırlar.
 
İkinci Aşama
İkinci monetarist okul; Milton Friedman ile bütünleşmiştir.Bu panelde bulunan diğer temsilciler ise Anna Schwartz,Phillip Cagan,Richard Selden’dir. 

Üçüncü Aşama
Üçüncü okul ise Karl Brunner,Allan Meltzer vb. gibi kişiler öne çıkarmaktadır.Bunlar Milton Friedman’ın düşünceleri ile ciddi boyutta ayrılıklar meydana gelmiştir. 

Dördüncü Aşama
Günümüzde ise Rasyonel Beklentiler Teorisi ismi ile bilinen 4. monetarist akım öne çıkmaktadır.Buradaki bulunanlar ise Robert Lucas,Thomas Sargent,Robert Barro,Brian Cantor,Stanley Fischer’dır.Bu akım 1970’li senelerinde ekonomi kuramı politikası alanı içerisinde önemli aşamaların kaydedilmesine olanak sağlamıştır.

 

Nasıl Ortaya Çıktı ?

Para miktarı ve fiyatlar genel düzeyi arasındaki ilişkin varlığını ileri süren miktar teorisi düşüncesini paylaşanların soyu,1500'lü yıllarda Merkantilist bir iktisatçı olan aynı zamanda hukukçu olan Jean Bodin’e kadar uzanır.Bu teorinin daha gelişmiş bir versiyonunu tekrardan formüle etmiş olan ekonomist Milton Friedman ise bu eski geleneğin günümüz döneminin temsilcisi durumdadır.Bugün, parasalcılık 1976 senesinde Nobel ödülünü elde eden ekonomist Milton Friedman ile ilişkilidir.Milton Friedman, 1963 yılında ekonomist arkadaşı Anna Schwartz ile beraber yazmış olduğu A Monetary History of the United States, 1867-1960 isimli çalışmasında ABD merkez bankası Federal Rezerv’in zayıf para politikasının 1930’lu senelerinde Amerikada yaşanan Büyük Buhran'ın birincil sebebi olduğunu iddia eder.Onlara göre genellik ile böyle isimlendirildiği gibi Fed’in para arzı üzerinde aşağı yönlü baskı meydana getiren güçleri dengelemedeki mağlubiyeti ve para stokunu azaltmaya yönelik eylemleri, yapılması gerekli olana ters bir durumdaydı.Ayrıca, piyasalar doğal olarak istikrarlı bir merkeze doğru hareket etmesi nedeni ile yanlış bir şekilde ayarlanmış bir para arzının piyasaların kararsız davranmasına neden olduğunu savunmuşlardır.Monetarizm 1970’li yıllarda ön plana çıkmıştır.1979 senesinde ABD enflasyonunun yaklaşık olarak %20’ye ulaşması ile beraber, Fed çalışma stratejisini parasalcı kuramı aktaracak bir şekilde değiştirmiştir.Yalnız parasalcılık,Amerika ekonomisini açıklama kabiliyeti zayıflaması nedeni ile izleyen on yıllarda azalmıştır.Bununla beraber,parasalcıların ekonomik analize getirmiş olduğu bazı görüşler,parasalcı olmayan ekonomistler de benimsemiştir.Ekonomist olan Milton Friedman, 1976 senesinde yayınlamış olduğu Paranın Miktar Teorisi Üzerine Çalışmalar isimli kitabında monetarizmin temel ilkelerini ortaya koymuştur.Milton Friedman, kitabında hükümetlerin para arzını istikrarlı bir şekilde tutması ve temel olarak ekonominin doğal olarak büyümesine izin vermek için her sene genişletilmesi gerektiğini savunmuştur.Milton Friedman, para arzının düşük seviyede GSYİH yani Gayri Safi Yurt İçi Hasıla nın büyümesine bağlı olaraksabit bir seneil oran ile büyümesinin gerekli olduğunun tavsiyesini verdi.Böylelikle para arzının ılımlı şekilde büyüyeceğini,işletmelerin her sene para arzında olan değişiklikleri tahmin ederek planlayacaklarını ifade etmiş ve aynı zamanda ekonominin istikrarlı olacak şekilde büyüyerek enflasyonun düşük düzeylerde tutulabileceğini belirtmiştir.

 

Özellikleri

Ekonomi içerisinde para arzının ekonomik büyümenin en temel itici gücü olduğunu ifade eden makroekonomik teoridir. Bu teorinin temelinde arz-talep kanunu yatar.Bir ekonomik sistem içerisinde para arzı arttığı sürece mal ve hizmetlere ait olan toplam talep artar.Toplam talepte olan artış, istihdamı yükseltir ve böylece işsizlik oranı azalır. Bu ekonomik büyümeyi canlandırabilen itici güçtür.Bu durumdaki birtakım olumsuzlukları bulunuyor.Uzun vadede artan talep,arz miktarını aşacak ve piyasalarda dengesizliğe yol açacaktır.Arzın üzerinde bulunan talep kıtlık meydana getirir ve fiyatlar da artış olur.Bu da enflasyon ortamının meydana gelmesine sebep olur.Monetarizmde para politikası uygulaması kullanılır ve para arzını kontrol amacı ile faiz oranları ayarlanır. Faiz oranları yükseldiği zaman içerisinde insanların birikim yapma dürtüsü artar ve para arzının düşmesine neden olurlar. Genişlemeci bir para politikasında faiz oranları düşürüldüğü zaman borçlanma maliyetinde düşüş gerçekleşir.Bu da insanların bir miktar daha fazla borç alması ile daha fazla harcama yapmalarına sebep olur ve böylece ekonomi canlanır.Parasalcılar, merkez bankalarının hükümetlerden daha fazla gücü elinde bulundurduklarını ifade ederler.Nedeni ise merkez bankalarının para arzını kontrol etmeleridir.Parasal değişkenler yani GSYİH,ücret vb. gibi için en belirleyici olan esas unsur paradır.Para arzı, 6-24 aylık bir zaman diliminde harcamaları,gelirleri ve fiyatları etkiler. Bununla beraber para arzı ve enflasyon arasında görülen gecikme 12-18 aylıkdır.Para arzında olan büyüme ile nominal gelir büyümesi arasında bir ilişki bulunur.Nominal gelirin ekonomik büyümede olan etkisi, kısa vadede üretimi etkilerken uzun vadede fiyatları etkiler.

 

Monetarist Yaklaşım

1970’li senelerinde özellik ile Amerikada Milton Friedman’ın idaresinde ortaya çıkan Monetarist Yaklaşım,Keynesyen teorisini şiddetli bir düzeyde eleştirmiş, onun yerine serbest piyasa ekonomisinin işleyişine dayalı olan para arzına ilgi göstermiştir.Ekonomik istikrarsızlıkların esas sebebi uygulanan yanlış para politikalarıdır.Para talebi kısa dönem içerisinde faize kısmen duyarlıyken uzun dönem içerisinde duyarlı değildir.Yani para kısa dönem içerisinde yanlı iken uzun dönemde yansız bir durumdadır.Bu neden ile LM eğrisi kısa dönem içerisinde pozitif eğimli, uzun dönemde dik olur.Para arzındaki artış yani parasal genişleme kısa dönem içinde üretimi etkilemesi ile milli gelir seviyesinde geçici bir artışa neden olur.Uzun dönemde gerçek üretimi değil fiyatlar genel seviyesini etkiler.Uyumcu beklentiler teorisini geliştirmiştir. Bu çerçevede AS eğrisi “işçi yanılma” modeline göre kısa dönemde pozitif eğimli olurken uyumcu beklentilerin devreye girmesi ile uzun dönemde dikleşir.
Durgunluğun parasal daralma sonucu, enflasyonun ise parasal genişleme sonucu oluştuğunu savunurlar.Tüketim sürekli gelirin bir fonksiyonudur. Sürekli gelir, Uzun dönemde gelecekteki gelir tahminleri olarak belirtilen kavramadır.Para politikası, işsizlik oranını doğal işsizlik oranı altına indiremez.Doğal İşsizlik Oranı, emek verimlilik artışının sıfır ve ortalama reel ücret haddinin sabit olduğu,sonuçta fiyat düzeyinin de sabit kalabildiği koşuldaki işsizlik oranıdır.Philips eğrisi,kısa dönemde geçerli bir durumdayken uzun dönem içerisinde ise geçersiz bir durumdur.Para aldanması düşüncesi Monetaristlere aittir.Para aldanması,ücretlerin yavaş bir şekilde ayarlanması sonucu işçilerin fiyat artışlarını tam algılayamaması veya yavaş algılamasıdır.Monetaristler, Dışlama Etkisi düşüncesini benimserler.Dışlama etkisi; Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olması ile özel yatırım harcamalarının azalması durumudur.Monetarist yaklaşımın politika önerisi; sabit parasal artış oranıdır yani iyi bir para politikası=sabit para arzı artışı.Sabit Para arzı artış oranını belirleyici etken olan ise Büyüme Oranıdır.Üretim artışına koşut olarak para arzı sürekli olarak belirli bir seviyede artırılabileceği gibi, işsizlikle mücadele yönünden hassas ayar mekanizması olarak da kullanılabilir.

 

Temel İlkeleri

GSMH yani Gayrisafi millî hasıla fiyat ve ücret vb. gibi parasal değişkenlerin belirlenmesinde sadece para önemlidir.Maliye politikası, vergileme, işçi sendikalarının tavır ve davranışları gibi diğer faktörler önemli olmaktan uzak bir durumdadır.Para, reel değişkenleri sadece geçici süre zarfında etkileyebilir,en sonunda eski dengelerine dönerler.Bunun sebebi, tek bir reel faiz dengesi,gerçek işsizlik dengesi ve reel ücret dengesi olmasıdır.Parasal harcamaları, gelirleri ve fiyatları sadece para arzı etkileyebilir.Fakat bu etkileme süresi içerisinde belirli olan bir gecikme yaşanabilir.Bu süre bilinmeyen sebepler ile 6-24 ay aralığında değişir.Para arzındaki büyüme oranı ile nominal gelirin büyüme oranı arasında çok kesin olmamak ile beraber bir bağ vardır.Kesin olmamasının sebebi, para arzındaki artışların geliri etkilemesi zaman alır.Para arzında olan artış ortalama 6-9 ay arasında sürecektir.Nominal gelirin, büyüme oranında olan artış etkisi,kısa dönem içerisinde ilk olarak üretim üzerinde görülür.Yalnızca 10 ayı aşan bir süre içinde fiyatlara yansır.Para arzında olan artış ile enflasyon arasındaki toplam gecikme,ortalama 12-18 ay arasındadır.

 

Miktar Teorisi

Monetarizm,temelinde bu ilkeleri ile klasik iktisatçıların ifade ettikleri Miktar Teorisini tekrardan ön plana çıkarmıştır.Bununla beraber monetaristler Klasik Miktar Teorisi'ni bazı açılardan eleştirmişler ve bu teorinin enflasyonu açıklamak amacı ile yeterli olmadığını öne sürmüşlerdir.Monetaristlere göre,MV=PT şeklinde belirtilen klasik miktar teorisi formülünde yer alan paranın dolaşım hızı sabit değil,aksine bazı değişkenlerin istikrarlı olan fonksiyonudur.Milton Friedman’ ın analizleriyle geliştirilen monetarizme aynı zamanda Modern Miktar teorisi ismiyle de anılır.

 

Monetarizm yani parasalcılık.çağdaş iktisadi problemler arasından biri olan enflasyon konusu ile ilgilidir ve enflasyonun esas sebebi olarak para arzının hükümetler tarafından lüzumsuz yere ve aşırı düzeyde artırılmasını ifade eder.Monetaristlere göre,ekonomide olan istikrarsızlıkların bir çoğu parasal kökenlidir.Bu sebep ile para politikasının iktisadi problemlere karşı diğer iktisat politikası vasıtalarından daha etkin bir durumda olduğu düşüncesi yeralmaktadır.Monetarizm bana göre çökmüş durumda olan bir teoridir.Senelerce ekonomi bölümünü okuyan öğrencilerine ve Özalgiller tarafından topluma aşırı seviyede para basma eşittir yüksek enflasyon tekerlemesi beyinlere kazınmıştır.ABD 2008 yılından bu yana nerdeyse dünyayı dolar a boğdu.Yaklaşık trilyonlarca dolar piyasalara aktarıldı.Ama enflasyonda bir sıçrama olmadı.Monetarizm savunucularının devlete olan bakış açıları anarşizm sınırlarında dolanan bir düşüncedir.Ekonomide olan tüm kötülüklerin kaynağı olarak devlet aygıtını görürler.Monetarizme göre devlet,kişisel özgürlükleri kısıtlama getiren ve ekonomiyi tahrip eden bir aygıttır.Devletin ekonomik yaşama müdahale etmesi çeşitli maliyetler meydana getirmekte ve bu maliyetler de müdahalede taraf olmayan kesimlere yüklenmektedir.Bu durumdan kazanan yalnızca devlet olur.Bu neden ile devlet, sınırlı bir devlet olması gerekir.Herkesin merak ettiği bir soru vardır,devlet neden para basıp mevcut olan borçlarını ödeme konusunda sıkıntı çekiyor diye,bu sorunun cevabı oldukça basitti,basılan paranın karşılığı madde gösterilirdi.Bu kavramları incelediğimiz zaman teminatı yani güvenceyi farkediyorsunuz.peki ama en tepedekinden güvence almak istediğiniz zaman ne olur diye düşündüğümüz zaman aklınıza Kennedy Suikasti gelmesi gerekir.Çünkü günümüzde kontrolsüz bir şekilde karşılığı olmayan parayı basıp dünyayı kuşatan ABD bankasıdır.Onunda dolar basma yetkisi devlette değil,bireydedir.Monetarizm de tepe ve dip dışında olan ülkelerin bir nevi b planı konumundadır.Dikkat isteyen bir iktisadi doktrindirMilton Friedman devletin piyasaya müdahale etmesine karşı tavrı olan bir ekonomisttir.Ancak Türkiye gibi bir ülkede bulunsaydı düşüncelerinde nasıl ve ne türde değişiklikler meydana gelirdi kim bilir.Para politikası ile ilgili olan düşünceleri günümüzde avrupa devletlerinin neredeyse son umudu denilebilir.ABD'nin 5 senesine bakıldığı zaman mevcut ekonomik olan düzende Milton Friedman'ın düşünceleri başarılı sonuçlar vermektedir.Tabii dünyada ve kendi ülkesinde yani ABD'de liberalizm ile monetarizm düşünceleri iflas etmiştir.Mevcut olan borçlar silinmeden dünyada çarkların tekrardan etkin durumda olması mümkün gözükmemektedir.Dünya para sisteminin çökmesi nerdeyse an meselesidir.Kapitalizm tarih içerisinde en büyük buhranını yaşamaktadır.İdeoloji ve yaklaşım karıştırılıyor.İdeoloji; ekonomiye,siyasete,topluma,tarihe vb. ile ilgili bütüncül olan bir açıklama yapmaya çalışır.Kapitalizm,hümanizm vb. ideolojidir.Ancak Post-Keynesyen,monetarizm ideoloji değil yalnızca makroekonomiye olan bir yaklaşımdır.Neoliberal olan gündemin karanlığının kalbi niteliği taşıyan Monetarizm yani Parasalcılık, emeğin ve aklın ürünlerini, sermaye birikiminin en etkin yöntemi olan paranın soyutlaması içerisinde çözündürmeye dayalıdır.


Henry Simon: Endüstriyel değirmenciliğin yaratıcısı konumunda olan Henry Simon, müşterilerinin güvenilirliğini, kalitesini ve verimliliğini arttırmak amacıyla makineler geliştirmesi ile ünlü aynı zamanda yenilikçi ve akıllı çarelerle sanayinin ve müşterilerin değişen gereksinimlerine uyum sağlayan öncü küresel tedarikçidir.

Llyod Mints:  paranın miktar teorisine yapmış olduğu katkılar ile bilinen ABD'li ekonomist.

Jacob Viner: Kanadalı ekonomisttir.Frank Knight ve Henry Calvert Simons ile beraber 1930'lu yıllarının başlarında Chicago Ekonomi Okulu'nun ilham verici akıl hocaları arasından biri olarak kabul edilir.

Anna Schwartz: New York da bulunan Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu'nda çalışan ABD'li olan bir ekonomist ve The New York Times için bir yazar konumundaydı.Ekonomist ve Köşe Yazarı olan Paul Krugman, Schwartz'ın "dünyanın en büyük para bilginleri arasından biri olduğunu ifade etti.

Robert Lucas: ABD'li bir ekonomisttir.1995 senesinde Nobel Ekonomi Ödülü'nü elde etmiştir.Günümüzde halen Chicago Üniversitesinde görev almakta olan Robert Lucas en iyi 10 ekonomist arasından biri olarak da gösterilmiştir.

Thomas Sargent: ABD'li olan bir iktisatçıdır.Çalışmalarını yeni neoklasik ekolu makroekonomi, parasal ekonomi ve zaman serileri ekonometrisi konuları üzerinde yoğunlaştırmıştır.2004 yılından günümüze kadar New York Üniversitesi'nde Ekonomi ve Bankacılık Berkeley Profesörlüğü görevini yürütmektedir.

Robert Barro: ABD'li olan bir makroekonomist ve Harvard Üniversitesi'nde Paul M. Warburg Ekonomi Profesörlüğü görevini yürütmektedir.Robert Lucas, Jr. ve Thomas J. Sargent ile beraber yeni klasik makroekonominin kurucuları arasından biri olarak kabul edilir.

Merkantalizm: 16. yüzyılda Batı Avrupa'da başlamış ekonomik olan kuramdır.Türkçe diline Ticaretçilik olarak çevrilmesi mümkün bir durumdur.Merkantilizm güçlü bir ekonomi amacı ile ihracatı en üst seviyeye çıkarmak ve ithalatı en aza indirmek için modellenmiş olan ekonomik politikadır.

FED: 23 Aralık 1913 tarihinde kurulan ABD'nin merkez bankasıdır.Zaman içerisinde Federal Rezerv Sistemi'nin görev ve sorumlulukları genişletilmiş ve yapısında değişiklikler olmuştur.Merkezi Washington'da bulunan bankanın başkan görevinde olan Jerome Powell'dir.Banka, talimatı üzerine Bureau of Engraving and Printing tarafından basılan Amerikan dolarının dağıtımı yetkisine sahiptir.

Büyük Buhran: 1929 yılında başlayan ve 1930'lu yıllar süresince süren ekonomik buhrana verilen addır.Bu Buhran,Kuzey Amerika ve Avrupa'yı merkez almasına karşın dünyanın geri kalanında da yıkıcı düzeyde etkiler meydana gelmiştir.

Nominal Gelir: Bir kişinin satın alma gücünü etkileyen etkenleri dikkate almadan parasal olarak almış olduğu gelirdir 

Keynesyen Teorisi: Keynesyen ekonomi, 20. yüzyıl İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'in fikirlerini esas alan bir makroekonomik teoridir.Keynes ekonomisi özel sektörün ağırlık verdiği ancak devlet ve kamu sektörünün büyük rol ve görevi elinde bulundurduğu bir karma ekonomiyi savunmaktadır. 

Makroekonomi: Ekonomi biliminin; toplam tüketim, toplam üretim, toplam tasarruf, toplam yatırım, toplam gelir ve istihdam gibi toplam büyüklüklerini inceleyen ve bunlar ile ilgili çözümleme ve çıkarımlar yapan alt dalı

John Maynard Keynes: Radikal fikirleriyle ekonomide yeni bir akım başlatan bir ingiliz iktisatçıdır.Ekonomik durgunluk ile mücadelede müdahaleci para ve maliye politikalarını savunması ile bilinir.Bu fikirleri ardından Keynesci ekonomi akımı içerisinde şekillenmiştir. 

AS Eğrisi: Toplam arz eğrisi yani AS fiyatlar genel seviyesi ile üretim-çıktı arasındaki ilişkiyi konu alır.

Neoliberalizm: Ekonomi esaslı olarak gelişen politik olan bir ideolojidir.Neoliberalizmin Dünya tarihinde ortaya çıkışı 1970'li senelerinde yaşanmıştır.

 

---KAYNAKÇA---

Wikipedia

Milliyet

Haber Vakti

Akademik İktisat

Bilgipedia

Ekodialog

Köklü Değişim Dergisi

Sosyal Araştırmalar

İktisat Sözlüğü

Yatırım Kredi

Ekonomi Bilimleri Dergisi-Coşkun Can Aktan

Küresel Dünyaa 

İDEAS

Legal

Arquivo.pt

Web Archive 

Britannica

İnvestopedia

CATO

Hoover

Forbes

NBER

Mercatus

New Republic

Acarindex

Aftalion, Florin; Poncet, Patrice (1992). "Monetarizm". İletişim Yayınları Cep Üniversitesi. Çeviren: Lerzan Özkale.

 


 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

8 Mart 2022 Yazısı

13 Eylül 2024 Yazısı

11 Ağustos 2024 Yazısı