10 Şubat 2022 Yazısı
Hindistanda Yaşanan Bengal Kıtlığı
Verimli tarım arazilerinde yaşam süren milyonlarca insanın malesef
açlıktan birbirlerini yemek zorunda kaldığı trajik ve korkunç bir
olaydır.Hindistan’da 1757 yılından 1947 yılına kadar yaklaşık 60 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden olan kıtlıkların nedeni sömürgeci olan İngilizlerin izlemiş olduğu oldukça katı olan toprak ile ilgili politikalarıydı.1757 yılında başlayan bu kıtlık 1770 yılında Büyük Bengal Kıtlığı olarak isimlendirilen bir faciaya dönüştü. Bu insanlık felaketinin başlıca nedeni İngilizlerin pirinç, sebze ve diğer gerekli tahılların yetiştirildiği devasa tarım arazilerini zorla haşhaş ekimine dönüştürmesiydi.Yaklaşık milyonlarca dönüm olan arazinin haşhaşa ekimine ayrılmasındaki amaç afyon elde etmek ve afyonun Çin'e satılmasını sağlamaktı. Diğer taraftan bu ticaret Çin halkının sağlığını tehdit ediyordu ve sonu da kanlı bir şekilde bitti.Afyon Savaşları meydana geldi.Batı ülkelerinde olan Sanayi Devrimi,Afyon'dan finanse edildi.Haşhaş ve afyondan dolayı Hindistan topraklarında yiyecek tahıl,meyve-sebze yetiştiremeyip,milyonlarca Hintlinin ölümü İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in gözünde değeri yoktu.Hatta Winston Churchill hintliler hakkında; Kızılderililerden nefret ediyorum onlar canavarca olan bir dine sahip halk olduğunu dile getirmiştir. İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in bu düşüncesine pek de şaşırmamak gerekir.Kongo da kauçuk toplayan yüzbinlerce insanın elini kesen Belçikalılara benzer İngilizler de Hindistan da yaklaşık olarak 40.000 dokuma tezgâhında çalışan işçilerin baş parmaklarını kesmişlerdi.Bu vahşetin yaşandığı zamanlarda bununla ilgili çıkan haberler yasaklandı.Parmakları kesilen Hint dokuma işçilerinin durumundan bahsedilen bir kitap yazıldı.Kitabı yazan yazar ise İngilizdi.Bu kitap İngiltere Dışişleri Bakanlığı tarafından zararlı yayın olması nedeni ile yasaklandı.190 senelik zarar görme esnasında Hindistan'ın alt kıtası bütün olarak en az 24 büyük kıtlığa uğradığı ve bu kıtlık milyonlarca Hintli insanı toplu bir şekilde öldürdü.Kıtlıklarla ilgili bilgilere bakıldığında yaklaşık olarak 60 milyon insanın ölümü sömürgeci kayıtlarında yeralıyor ama net bir sayı bilinemez.İngiliz sömürge analiz uzmanları kıtlıklara sebep olarak tarımsal üretimdeki düşüş nedeni kuraklık olarak gösterdi,tabi bu tespit yanlış.Farklı bölgelerde savaşan,Afrika'yı sömürge durumuna getiren İngilizler,kıtlıklar devam ederken sömürgeleri ve kendileri için Hindistan'dan tahıl satıyorlardı.Kıtlıktan etkilenen yerlerde yalnızca zar gibi bir deri ile kaplı olan iskeletlere benzeyen insanlar,sokak köşelerinde toplanıyor ve milyonlar halinde hayatlarını kaybediyorlardı.Dönemin İngiliz olan yöneticilerin politikalarının sebep olduğu bu durum kuraklık ile hoş karşılanamaz.İngilizler Hinditan'a sistematik bir biçimde nüfus azaltma politikası uyguladı.Kesin bir nüfus sayımı rakamı bulunmaması ile beraber 1750 senesinde Hindistan'ın nüfusu yaklaşık 155 milyona yakındı. 1947 yılında İngiliz sömürge yönetimi sona bulduğunda,bölünmemiş Hindistan'ın nüfusu 390 milyona yakındı.Farklı ifade ile bu 190 senelik sömürgeci yağma ve organize kıtlıklar esnasında Hindistan'ın nüfusu 240 milyon artış gösterdi.1947 yılından bu zamana kadar devamındaki 68 senelik zamanda Hindistan,Pakistan ve Bangladeş de beraber olmak üzere Hindistan alt kıtasındaki nüfus 1,6 milyara yaklaştı.Böylelik ile bağımsızlığın ardından Hint alt kıtasındaki yoksulluk ve ekonomik yozlaşmaya karşın,bu 68 sene süresince nüfus nerede ise yaklaşık 1,2 milyar artış gösterdi.Kayıtlara göre bağımsızlık sonrası olan dönemde, alt kıtanın toprakların bazı kısımlarında ara sıra kuraklık şartlarına uğradığı ancak kıtlık gibi bir durum olmadığını yine de alt kıtada her sene su eksikliği nedeni ile binlerce insanın öldüğünü gösteriyor.Kalitesiz-yetersiz gıda,gıda dağıtım sistemi ve yeterli-sağlıklı beslenme eksikliği Hindistan'ın malesef bitmeyen,yaşamın normal akışı durumuna gelen sıkıntısı.Şunu ifade etmek gerekirsede İngiliz sömürgecilerinin botları Hindistan'a basması öncesinde kıtlıkların az sıklıkta, belki de 100 senede bir olduğu görülmektedir.İngiliz yapımı sonu gelmeyen kıtlıkların olması için doğal olan bir sebep yoktu.Bunlar, sadece İngilterenin,Hindistan'ın nüfusunu azaltmak amacı ile oldukça acımasız olan bir yağma ve ilan edilmemiş olan bir politika benimsemesi ile ülkelerini daha da güçlendirmeyi hedefleyen planlı bir kurguya ortaya çıktı.İngilizlerin amacı Hindistan'ı kontrol etmek için yaptığı masrafı azaltmaktı.Mesela İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin yani diğer ismi ile ve Elizabeth I'in tüzüğüne göre HEIC,Onurlu Doğu Hindistan Şirketi ilk defa 1757 yılında gelip yerleştiği alt kıtanın doğu kısmındaki bulunan Bengal örneğine baktığımızda 1774 senesinde Londra Berkley Square evinde Hindistan'ı yağmalamanın gelirlerinden atın aldığı, afyonun vücudunda olan yaralardan dolayı ölen,yozlaşmış ve kronik olarak bağımlı Robert Clive idaresinde ki aç gözlü olan bu yağmacılar, Batı Hindistan'da kontrolü ele geçirmişti.Bu toprakları meydana getiren Bengal, Bangladeş, Bihar ve Odisha 1765 yılında Hindistan'ın Dünya GSYİH yani Gayri Safi Yurt İçi Hasılasının yaklaşık %25'lik oranı temsil etmekte ve Çin'den sonra 2. sırada geliyordu.İngiltere ise yalnızca yaklaşık %2'lik orana sahipti.Bengal, Hindistan eyaletleri arasındaki o dönem içerisindeki en zengini konumundaydı.Robert Clive kukla niteliğinde yerel Hintli olan idareciler ayarladı ve onlara bu kara sistemden ödeme ödedi.Robert Clive'in meydana getirdiği bu sistemin çarkı bir asır kırılmadan devam etti.Halkın vergi paraları İngiliz kasasına girerken, Bengal ve Bihar'da yaşayan milyonlarca insan açlık nedeni ile hayatını kaybetti.1768 yılında Kraliyet Cemiyeti Üyesi ünvanı verilen ve İngiliz İmparatorluğu'nun şer merkezi Whitehall'ın yanında, Kabine Savaş Odası'nın yakınında heykeli bulunan Robert Clive,İngiliz Parlamentosu tarafından suçlandığında savunmasında; ''Plassey Zaferi'nin bana sağladığı halini düşünün.Büyük bir Prens benim zevkime bağımlı bir duruma geldi; gösterişli ve şatafatlı olan bir şehir benim vicdanıma kaldı; en zengin olan bankacılar beni gülümsetmek için çok çeşitli tekliflerde bulunuyorlardı;Yalnız başıma ve yalnızca bana açılan, ellerim altın ile dolu ve mücevherlerin yığılmış olduğu kasalardan geçtim.Gerçekten Sayın Başkan,şu anda ölçülü olan bu duruşuma hayret ediyorum.'' şeklindeki ifadelerinde kibirin ve şımarıklığın geldiği nokta böyleydi.Yalnızca Robert Clive cani olan İngiliz sömürge yöneticilerinden tek kendisi de değildi.İngiltere Hindistan'a birbiri ardına vali değil de daha çok katil göndermişti; gelenlerin tümü de yağma ve bunun sonucunda nüfusun azalmasını planlıyordu.1770 yıllarına gelindiğinde, Bengal'de ilk büyük kıtlık olduğu zaman eyalet çekirdeğine kadar zarar verilmişti.John Fiske, American Philosopher in the Unseen World isminde yazdığı kitabında Bengal kıtlığını şu şekilde göz önünde canlandırmıştır; 1770 yılının yazı süresinde insanlar ölmeye devam etti.Çiftçiler sığırlarını,tarım aletlerini sattılar,tohumlarını yiyip stokları tamamı ile bitirdiler.'' Bu şekilde devam eder ise bir süre sonra bununla kalmayacak, insanlar kendi ölülerini,birbirlerinin çocuklarını yiyecekti.Çaresiz durumda olan insanlar oğullarını ve kızlarını sattılar,sonunda alıcı bulamayacakları zamana kadar ki süre zarfında ağaçların yapraklarını ve tarlada bulunan otları yediler.Sokaklar, ölenlerin toplu yığınları ile dolmuştu.Defin işi gereken hızda yapılamadı;Halk, leş yiyen köpekler ve çakallar bile ceset yiyemeyecek bir duruma geldiler.Korkunç bir durumdu yaşanan ve parçalanmış,iltihaplı, mikrop saçan cesetlerden dolayı insanların sağlığını tehdit edecek bir seviyeye geldi.Salgın hastalıklar da bunların beraberinde gelmek üzere...
--KAYNAKÇA--
Wikipedia
Listelist
Onedio
Sputniknews
Stringfixer
acikders.ankara.edu.tr
Bilgiustam
Yorumlar
Yorum Gönder