30 Ocak 2021 Yazısı

 Teknokrasi.....

Teknokrasi veya Uygulayımcı erki bütün karar verme süreçlerinin teknik uzmanların ellerinde olduğu bir yönetim şeklidir.Yönetim kademelerinde sadece bilgi, deneyim ve yetenek sahibi bilim insanları,mühendisler ve teknolojistler yer alır.

Teknokrasinin başlıca özellikleri:

Siyasi kurumların yönetimi, teknokratlardan oluşan "uzmanlar kurulu" ile yürütülür.

Siyasi ve ekonomik süreçler bilime ve rasyonalizme dayandırılır.

Teknokrasi taslağını ilk önce 1912 yılında Thorstein Veblen öne sürdü.Veblene göre,sibernetik sistemlere hakim oldukları için, mühendislerin devleti yönetmeleri gerekir. Daha çok Büyük Bunalım’ın egemen olduğu 1929 sonrasında zemin bulmuştur;günümüzde ise Tunus'ta Arap Baharı ile devrilen hükûmetin yerine kurulmuş yönetimde görülmektedir.

Teknokrasi, bir sosyal ve ekonomik programın uygulanmasında mühendis ve teknisyenlere ekonomik hayatın denetimini bırakmayı öngören anlayışa verilen addır.Bu görüşü savunanların hareket noktası,kompleks ekonomik hayatta siyasilerin bu ekonomik yapıyı denetleyemez hale geldiği görüşüdür.Terim,ilk kez 1919 yılında William Smith adındaki bir Amerikalı tarafından Sosyal Organizasyon Teorisi ve Ulusal Endüstri Management Sistemi adı altında tarif edilmiş ve geliştirilmiştir.Daha çok Büyük Bunalımın egemen olduğu 1929 sonrasında zemin bulmuştur; günümüzde ise sadece ansiklopedik yaklaşımlarda ele alınmakla yetinilmektedir.Teknokrasi ideolojilerin özünde toplumsal mühendislik ütopyası yani toplumsal sorunları tartışmaktan çok bilimsel ve rasyonel olarak çözülebileceği inancı yatmaktadır.Nitekim teknokrat ideoloji en uç noktasına götürüldüğünde,demokrasi ile çelişir diyebiliriz.Eğer Demokrasi toplumun kararlara katılabilmesi, tartışabilmesi ile teknokrat ideoloji gözünde zaten kararlar bilimsel yoldan meşruluk kazandığı için tartışmaya gerek yoktur.Ayrıca "sokaktaki adam"ın bu konuda söyleyebileceği bir şey yoktur.Teknokrat yaklaşım ile demokrasi arasında bir gerilim ve çelişki potansiyel olarak vardır.

Yönetimin siyasetçiler tarafından değil teknik elemanlar tarafından yapılması gerektiğini savunan,yönetici bir zümre nin (bu zümrenin üyelerinin sadece kendi alanlarında konuşma hakkı var) oluşmasını savunan,bu zümreye halkın hiç bir sözünün geçmemesi gerektiğini savunan garip insanlar gördüm yakın zamanda.Teknokratik bir ütopya kuralım öncelik ile bu zümre nasıl seçilecek,halkın seçme şansı yok bu fikre göre halk hiç bir şey bilmeyen bir koyun sürüsü,bu durumda gerekli lisanslara sahip kişiler arasında tekrar bir alt zümre oluşturmak gerekecek.(örneğin mimarlar odası kurulacak bundan sonra bu odanın başkanı seçilecek bu başkan bundan sonra ülkedeki her mimari aktivitenin onayını verecek kişi olacak) bu zümrede en etkili kişi başkan olacak,bu başkan üst zümreye girecek ve her alandan bir başkanların toplandığı bir üst zümre oluşacak.Bu zümre kararlarını tamamen teknik konulara verecek ve ülkeyi tıkır tıkır yönetecek.Buraya kadar sorun yok; adalet desen adalet var,eşitlik desen eşitlik var,üretim var, sanayi var,ulaşım da var..Sorun nerede başlıyor; sorun insan unsuru ile başlıyor öncelikle böyle bir ütopyada sanatçı çıkmaz,sanat teknik bir konu değildir.Sanatın tekniğini koymayı deneyen çok oldu ama en büyük sanatçılar tekniği boşverin diyenlerden çıktı bu bir gerçek herkes bir şekilde teknik eğitim almak isteyecek ama teknokratik planlamaya göre kimin ne okuyacağı gene zümre tarafından belirleniyor kimin ne iş yapacağı,kimin nerede hangi koşulda yaşayacağı,kimin ne yiyeceği,hatta psikoloji ve sosyoloji bilimleri sağolsun kimin ne düşüneceği kimin ne yapacağı dahi planlanacak.Tekno liderler yukarıda halkın erişemeyeceği yerde kendilerine hizmet ettirecekler,sanatın, estetiğin,düşüncenin olmadığı basılan kitapların sadece ders kitabı olduğu bir dünyayı altlarında gözünün feri gitmiş robotların çalıştığı dünyayı keyif içinde yönetecekler.Belkide ilerleyen teknoloji sayesinde tarım ve sanayi işlerini tamamen robotlaştırıp nüfusu en aza indirgeyip sadece asker ve hizmetçi "üretecekler" tamamen sağlıklı,tamamen yetiştirilmiş,fizikleri düzgün,kafaları boş bir halk yaratacaklar.Tabii bu zümrenin kendi içinde sorunları olacak.Öncelik ile başkanlar sürekli öldürülme riski ile yaşayacak,alt zümrelere kimlerin girmesi gerektiği konusu sorun olacak her yeni gelen nesil daha kötü yönetecek,eninde sonunda vasıfsız bir yönetici zümre oluşacak (dünyadaki bütün krallıklarda görünen durum budur zamanla saray yaşamını ve tembelliği yaşam tarzı haline getirmiş liderler oluşur ve her geçen gün daha kötüye gider en sonunda krallık içeriden çöker) ama bu zümrenin çökme sıkıntısı olmayacak ilk zümreler büyük ihtimal ile 1000-2000 yılı planlamış olacak bu vasıfsız zümreler sadece plana uyacak ama eninde sonunda planın sonu gelecek tamamen robotlaşmış bir halk ve vasıfsız bir zümreden başka bir şey kalmayacak.

 

-KAYNAKÇA-

Wikipedia

Felsefe.gen.tr

Sosyalbilimler.org

https://www.youtube.com/watch?v=qy4m5XK-b8Y

tarihibilgi.org

ilkha.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

8 Mart 2022 Yazısı

13 Eylül 2024 Yazısı

11 Ağustos 2024 Yazısı