13 Temmuz 2020 Yazısı
MANASTIRLI HAMDİ BEY
Sevr imzalanmış, mevcut hükümet istifa etmiş, yeniden seçim yapılacak ve son meclisi mebusan oluşacak. anadolu ve rumeli müdafai hukuk derneği sivas, erzurum kongrelerini yapmış, gazi mustafa kemal ankara’da. sürekli arabulucular gelip gidiyor anadolu’daki örgütlenmeye. çağrı yapılıyor, kafanıza göre takılmayın, gelin mücadelenizi istanbul’da yapın deniyor. mustafa kemal o günkü şartlara göre durumu değerlendiriyor ve yapılacak son milletvekili seçimine anadolu’daki örgütten arkadaşlarının da katılmasını uygun görüyor. fakat kendisi seçimlere girmiyor. son seçimler yapılıyor ve milletvekilleri seçiliyor.Gazi mustafa kemal seçilen milletvekillerini istanbul’a uğurlarken sıkı sıkı tembihliyor. o zamanlar bugünkü gibi siyasi parti yok. onlara diyor ki;
- meclis açılınca mutlaka bir grup kurun. meclis başkanlığı’na içinizden birini seçtirin.
- İstanbul’un işgal edilme ihtimali çok yüksek. aman ha, bununla ilgili en ufak bir bilgi alır, böyle bir şey duyarsanız ilk fırsatta anadolu’ya kaçın.
Sonrasında kızgınlığını şöyle ifade ediyor. biz bunları sıkı sıkı tembihleyerek gönderdik diyor, istanbul’a gidince bunların hepsinde ayrı ayrı havalar. güya grup kuracaklardı, daha gider gitmez milli mücadele’yi falan unuttular diyor. acaip kızmış. zaten büyük nutuk’ta bunu çok net ifade ediyor.
İstanbul’un işgali konusuna gelince. istanbul’un işgal edildiği haberini 16 mart tarihinde vatansever bir telgraf memuru sayesinde haber aldık diyor. canını hiçe sayarak bize bu haberi ulaştırdı kendisi, buradan kendisine minnetlerimi iletiyorum, allah kendisinden razı olsun, o bir kahramandır diyor. o olmasaydı biz acaba ne vakit alırdık işgal haberini diyor.
------------------
Manastırlı Hamdi Bey'in Mustafa Kemal'e çektiği ilk telgraf şöyledir:
"Ankara'da Mustafa Kemal Paşa hazretlerine,
bu sabah şehzadebaşı'ndaki muzika karakolunu ingilizler basıp oradaki askerlerle ingilizler müsademe ederek neticede şimdi istanbul'u işgal altına alıyorlar. beray-ı malumat arz olunur."
sonra devam eder:
"bizim en emniyetli bir arkadaşımız var ki yalnız o değil herkes, yani gelen söylüyor. şimdi de harbiye nezaretinin işgalini haber aldık. hatta beyoğlu telgrafhanesinin önünde ingiliz askerlei olduğunu...fakat telgrafhaneyi işgal edip etmeyeceği meçhuldür."
3. telgraf:
"paşa hazretleri, harbiye telgrafhanesini ingiliz bahriye askeri işgal edip teli kestiği gibi, bir taraftan tophaneyi işgal ediyor. bir taraftan zırhlılardan asker çıkartılıyor. vaziyet vehamet kesbediyor. efendim, sabahki çarpışmada altı şehit, onbeş yaralımız var. paşa hazretleri emr-i devletlerine muntazırım. 16 mart 1336 (1920)"
--------------
İşte o telgraf memurun adı telgrafçı manastırlı hamdi bey idi. soyadı kanunundan sonra martonaltı soyadını aldı. allah ruhunu şad eylesin. nur içinde yatsın. ismini daha önce duyanınız var mıydı bilmiyorum? duymadıysanız bile artık öğrenmiş oldunuz. Bu da vikipedi’den.
“Ahmet Hamdi Martonaltı ya da bilinen adıyla telgrafçı Manastırlı Hamdi Bey, İstanbul'un İngiliz birlikleri tarafından işgal edildiği 16 mart 1920 günü işgal haberini ve gelişmeleri milli mücadele'nin lideri Mustafa Kemal Paşa'ya ileterek tarih sahnesine çıkmış telgraf memuru. işgalden sonra istanbul'dan kaçıp kurtuluş savaşı boyunca telgrafçı olarak cephede görev yapmıştır. savaştan sonra beyaz şeritli istiklal madalyası ile taltif edildi. 1927'de mustafa kemal,TBMM kürsüsünde okuduğu nutuk'ta onun kahramanlığına yer vererek kendisini onurlandırdı.”
NUTUKTA;
"bu vatansever ve yiğit kişi, manastırlı hamdi efendi olmasaydı, istanbulda geçen acı olaylardan haber almak için kim bilir ne kadar beklemek zorunda kalacaktık. istanbulda bulunan bakan, meb'us, komutandan, örgütlerimizdekiler içinden bir kişi çıkıp zamanında bize haber vermeyi düşünememiş olduğu anlaşılıyor. demek ki tümünü şaşkınlık ve korku kaplamıştı. bir ucu ankarada bulunan telin istanbulda bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkın bir hale gelmiş oldukları yargısına varmak bilmem ki doğru olur mu? telgraf memuru hamdi efendi sonradan kendisi ankaraya gelerek karargâhımız telgraf memurluğunu yapmıştır. kendisine borçlu olduğum teşekkürü burada herkesin önünde belirtmeyi millî ve vatani ödevlerimden sayarım."
Bu arada soyadı martonaltı'dır manastırlı hamdi efendi'nin;
Hamdi Martonaltı..
Soyadının anlamı ise İstanbul'un İngilizlerce işgal edildiği 16 mart'ı * telgrafla Mustafa Kemal Atatürk'e bildirmesinden gelmektedir..
Yorumlar
Yorum Gönder