27 Mayıs 2020 Yazısı
Bir suredir mevcut resme uymayan bir parcanin neden o sekilde gorundugune dair nihayet bir kanaate ulastim. O parcanin ve kanaatin ne oldugunu gelecege birakarak tarihten iki ornek ile yetineyim.Stratejide yeri olan baska parcalari yorumlamaya yarabilecek bir konu tabi...
Alman prensliklerin birlesmesinde Bismark'in siyasi dehasinin ciddi payi vardir. Elde edilen durumun devami adina Avrupa'da barisin surdurulmesini hayati ve iki cepheli bir savasi (Fransa-Rusya) da felaket olarak gormustur .1888'de Almanya tahtina gecen 2. Wilhelm, Bismarck gibi dusunmuyordu. Almanya'nin dunya devleti olma adina yeterli guce ulastigina inaniyordu ve bu konuda Bismarck ile derin fikir ayriligina sahipti ki bu da 1890 yilinda Bismarck'in gorevden alinmasi ile sonuclandi.Almanya Fransa icin Sedan zaferinin intikamini alma firsati olabilecek bir savastan kacinirken, Rusya ile de iliskilerine dikkat etmis ve Fransa'yi dengeleme adina Ingiltere ile de yakin durmustu.Ayni donemde Fransa da somurgecilik konusunda Ingiltere ile cetin bir mucadele icerisinde oldugundan, Almanya ile sicak catismaya gormemek isine geliyordu.Benzer sekilde Rusya'nin dikkati de Osmanli topraklari ve Asya'da Turki cumhuriyetlerin isgalinde idi.Avrupa'da bir gucun sivrilerek hayati cikarlarini tehdit etmesini engellemek adina diger gucleri desteklemeyi temel politika olarak uygulayan Ingiltere acisindan kadim dusman ve esas rakip ise Fransa idi ve somurge yarisi tum siddetiyle suruyordu.Boyle bir denge durumunun ortasinda yeni tahta gecen ve Bismark'tan kurtulan 2. Wilhelm dunya devleti olma yolunda onunu arkasini iyi hesap etmeden adimlar atmaya basladi ve bunun onemli bir parcasi olarak guclu bir donanma olusturmaya basladi.Somurge yarisina dahil olmasi hem Ingiltere hem Fransa'yi tehdit etse de, Ingiltere acisindan hala esas tehlike denizdeki guc mucadelesi idi ve rakip guc olarak duran hala Fransa idi. Wilhelm'in donanma sevdasi bu resmi birden degistirdi.Fransa icin Sedan'dan beri tehlikeli dusman Almanya idi ama guclu bir donanmaya sahip olmak Almanya'yi Ingiltere'nin 1 numarali dusmani haline getirmis oldu. Boylece guclu bir donanma macerasi Ingiltere ve Fransa'yi Almanya'ya karsi birlestirmis oldu.Wilhelm'in Dogu Avrupa'daki mudahaleleri ve Osmanli ile iliskileri de eklenince, Almanya cevresini saran donemin buyuk guclerini karsisina almis olmayi basardi ve butun bu hesapsiz politikalar 1'nci Dunya Dunya ve Almanya'nin maglubiyeti ile neticelenmis oldu.Ikinci ornek ise Osmanli'nin son donemine ait ve yine donanmanin kullanimi ile ilgili ama bu sefer sebep-sonuc iliskisi ters. Sartlari hazirlayan aktor Sultan Abdulaziz, stratejiyi uygulayan ise Sultan Abdulhamit.Kirim harbi ile baslayan Osmanli'nin dis borc alma seruveni Sultan Abdulaziz doneminde de devam etmistir. Abdulmecit doneminden farkli olarak Abdulaziz eldeki kaynaklarin ulke guvenligi icin harcanmasina onem gostermis ve ozellikle Donanmanin yenilestirilmesi icin calismistir.Bir yandan eldeki imkanlar gelistirilmeye calisilmis, diger taraftan basta Ingiltere ve Fransa olmak uzere donemin ileri ulkelerinden gemi ve silah satin alinma yoluna gidilmistir.Abdulaziz doneminde denizcilik acisindan cagi yakalama adina pek cok adim atilmis ve kagit ustunde donemin sayili donanmalarindan birisi olusturulmus olsa da, personel temin ve yetistirmeden, saglikli bir lojistik sistem olusturmaya kadar pek cok alan yetersiz kalmistir.Sonuc olarak Almanya Imparatoru 2. Wilhelm ornegindekine benzer bir guc olusturulmakla birlikte, Almanya'dan farkli olarak Osmanli'nin boyle bir donanmayi etkin kullanacak gucu olmamistir. Yani birilerini tehdit etmekle birlikte ise yarar durumu olmamistir.Abdulhamit tahta ciktiginda hem Rusya ile savasi hem de tukenmis ekonomik sartlari kucaginda bulmustur. Osmanli-Rus Savasi da aslinda donanmanin kagit uzerinde gorunenden cok daha zayif oldugunu ortaya cikarmistir.Uluslar arasi sartlar ve ulkenin sartlarini dogru okuyan Abdulhamit, ulkenin toparlanabilmesinin yolu olarak baris donemine ihtiyac oldugunu gormus ve Osmanli-Yunan Savasi disinda da bu politikasini basari ile surdurmustur.Abdulhamit donemi "Grand Strategy" diye adlandirabilecegimiz baris icinde ice odaklanma doneminin bir geregi olarak da kagit uzerinde kalabalik gorunen donanmanin dusman cekmeme adina kimseye tehdit olusturmayacagini gosterecek adimlar atilmistir.Daha dogrusu, dusmanlari kuskulandiracak ya da harekete gecirecek adimlardan kacinilmistir. Yillardir dillendirilen "Abdulhamit donanmayi Halic'te curutmustur" soyleminin kanaatimce esasi budur.Yani zaten etkinligi dusuk olan ama kullanimi/idamesi icin de ciddi butce gereken donanmayi kenarda tutarak dusmanlarin tepkisini bu acidan cekmemeye calismistir. Buyuk oranda ise de yaramistir.Abdulhamit bu stratejiyi ustalikla uygulayarak ulkesini 93 Harbi gibi baska bir felaketten uzak tutmaya calisirken, kendisi ile kisisel dostluk da kuran Alman Imparatoru tersini yaparak ulkesini bir felakete suruklemistir.Sonuc olarak, mevcut resme uymayan parcanin neden o sekilde gorundugune dair kanaatim, Abdulhamit'in uyguladigi stratejiye benzer bir stratejinin ilgili aktorler tarafindan uygulandigidir. Bu noktada yapilanlari Sun Tzu'nun bir ogretisi acisindan degerlendirmek sanirim konuyu biraz daha somutlastiracaktir.Sun Tzu ustanin iki ogretisi birbiri ile mukemmel uyum icersindedir. Iki stratejinin toplamindan ucuncu bir strateji cikar. Bir yerde der ki, hem kendini hem dusmanini tani.Baska yerde der ki, gucluysen zayif, zayifsan guclu gorun.Esasen burda verilen mesaj sen kendini ve dusmanini bil ama dusmanin seni bilmesine engel ol.Modern donemin yaygin stratejisi ise caydiricilik. Caydiricilik ise zayif olsan da, guclu olsan da guclu gorun diyor.Her ne kadar ikisinde de savasmadan kazanmak esas olsa da, bu haliyle caydiricilik yaklasimi Sun Tzu'nun ogretilerinden ayrisiyor.2. Wilhelm esasen Sun Tzu'nun "gucluyken zayif gorun" ogretisini ihlal etmistir. Ulkenin gucu artmasina ragmen bu kadar gosterme meraki olmasaydi, Ingiltere ve Fransa birbirlerini asli dusan olarak gormeye devam edeceklerdi.Abdulaziz'in donemin 2. buyuk donanmasini meydana getirmesinin "zayifken guclu gorun" ogretisine uydugu dusunulebilir ama Abdulaziz'in yapmaya calistigi sey esasen "zayifken guclu olmaya calis" seklinde tanimlanabilir. Gucu olusturmak, idame etmek ve etkin kullanmak farkli seyler.Bu noktada Sun Tzu'nun ogretilerinin temel olarak macedelesi kacinilmaz iki dusman kurgusuna sahip oldugunu yani iki boyutlu oldugunu unutmamak lazim.Cok tarafli ve degisken iliskilere sahip 1870'ler Avrupasinda guclu bir donanma insa etmeye calismak, rakipleri tedirgin ettigi oranda, problem buyumeden mudahale etme motivasyonu da saglayacak idi.Iste Abdulhamit'in zaten idame edilememekte olan kagit ustunde buyuk gorunen donanmayi kenarda tutma tercihi rakiplerine bu motivasyonunu vermemeyi hedefliyordu kanaatimce.Bu tercihin 93 Harbi felaketi sonrasina denk geldigini de gorardi etmemek lazim tabi.Bugunku resmin bir parcasini anlamlandirma adina benzerlik oldugunu dusundugum ornek Abdulhamit'in uyguladigi stratejidir. Su sekilde basitce ifade edilebilir; "Dayak yiyip yere dustuysen ve kalkip rakibini dovecek gucun de yoksa, kalkmaya calisma"
KAYNAKÇA
-https://tr.wikipedia.org/wiki/Abd%C3%BClaziz
-https://tr.wikipedia.org/wiki/Otto_von_Bismarck
-https://tuerkei.diplo.de/tr-tr/vertretungen/generalkonsulat-istanbul/04-kaiserzeit/1521140
-https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Wilhelm -https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Abd%C3%BClhamid
-https://acikders.ankara.edu.tr/course/view.php?id=1392
-https://www.youtube.com/watch?v=ui5HqLz0CtQ
-https://tr.wikipedia.org/wiki/Sun_Tzu
Alman prensliklerin birlesmesinde Bismark'in siyasi dehasinin ciddi payi vardir. Elde edilen durumun devami adina Avrupa'da barisin surdurulmesini hayati ve iki cepheli bir savasi (Fransa-Rusya) da felaket olarak gormustur .1888'de Almanya tahtina gecen 2. Wilhelm, Bismarck gibi dusunmuyordu. Almanya'nin dunya devleti olma adina yeterli guce ulastigina inaniyordu ve bu konuda Bismarck ile derin fikir ayriligina sahipti ki bu da 1890 yilinda Bismarck'in gorevden alinmasi ile sonuclandi.Almanya Fransa icin Sedan zaferinin intikamini alma firsati olabilecek bir savastan kacinirken, Rusya ile de iliskilerine dikkat etmis ve Fransa'yi dengeleme adina Ingiltere ile de yakin durmustu.Ayni donemde Fransa da somurgecilik konusunda Ingiltere ile cetin bir mucadele icerisinde oldugundan, Almanya ile sicak catismaya gormemek isine geliyordu.Benzer sekilde Rusya'nin dikkati de Osmanli topraklari ve Asya'da Turki cumhuriyetlerin isgalinde idi.Avrupa'da bir gucun sivrilerek hayati cikarlarini tehdit etmesini engellemek adina diger gucleri desteklemeyi temel politika olarak uygulayan Ingiltere acisindan kadim dusman ve esas rakip ise Fransa idi ve somurge yarisi tum siddetiyle suruyordu.Boyle bir denge durumunun ortasinda yeni tahta gecen ve Bismark'tan kurtulan 2. Wilhelm dunya devleti olma yolunda onunu arkasini iyi hesap etmeden adimlar atmaya basladi ve bunun onemli bir parcasi olarak guclu bir donanma olusturmaya basladi.Somurge yarisina dahil olmasi hem Ingiltere hem Fransa'yi tehdit etse de, Ingiltere acisindan hala esas tehlike denizdeki guc mucadelesi idi ve rakip guc olarak duran hala Fransa idi. Wilhelm'in donanma sevdasi bu resmi birden degistirdi.Fransa icin Sedan'dan beri tehlikeli dusman Almanya idi ama guclu bir donanmaya sahip olmak Almanya'yi Ingiltere'nin 1 numarali dusmani haline getirmis oldu. Boylece guclu bir donanma macerasi Ingiltere ve Fransa'yi Almanya'ya karsi birlestirmis oldu.Wilhelm'in Dogu Avrupa'daki mudahaleleri ve Osmanli ile iliskileri de eklenince, Almanya cevresini saran donemin buyuk guclerini karsisina almis olmayi basardi ve butun bu hesapsiz politikalar 1'nci Dunya Dunya ve Almanya'nin maglubiyeti ile neticelenmis oldu.Ikinci ornek ise Osmanli'nin son donemine ait ve yine donanmanin kullanimi ile ilgili ama bu sefer sebep-sonuc iliskisi ters. Sartlari hazirlayan aktor Sultan Abdulaziz, stratejiyi uygulayan ise Sultan Abdulhamit.Kirim harbi ile baslayan Osmanli'nin dis borc alma seruveni Sultan Abdulaziz doneminde de devam etmistir. Abdulmecit doneminden farkli olarak Abdulaziz eldeki kaynaklarin ulke guvenligi icin harcanmasina onem gostermis ve ozellikle Donanmanin yenilestirilmesi icin calismistir.Bir yandan eldeki imkanlar gelistirilmeye calisilmis, diger taraftan basta Ingiltere ve Fransa olmak uzere donemin ileri ulkelerinden gemi ve silah satin alinma yoluna gidilmistir.Abdulaziz doneminde denizcilik acisindan cagi yakalama adina pek cok adim atilmis ve kagit ustunde donemin sayili donanmalarindan birisi olusturulmus olsa da, personel temin ve yetistirmeden, saglikli bir lojistik sistem olusturmaya kadar pek cok alan yetersiz kalmistir.Sonuc olarak Almanya Imparatoru 2. Wilhelm ornegindekine benzer bir guc olusturulmakla birlikte, Almanya'dan farkli olarak Osmanli'nin boyle bir donanmayi etkin kullanacak gucu olmamistir. Yani birilerini tehdit etmekle birlikte ise yarar durumu olmamistir.Abdulhamit tahta ciktiginda hem Rusya ile savasi hem de tukenmis ekonomik sartlari kucaginda bulmustur. Osmanli-Rus Savasi da aslinda donanmanin kagit uzerinde gorunenden cok daha zayif oldugunu ortaya cikarmistir.Uluslar arasi sartlar ve ulkenin sartlarini dogru okuyan Abdulhamit, ulkenin toparlanabilmesinin yolu olarak baris donemine ihtiyac oldugunu gormus ve Osmanli-Yunan Savasi disinda da bu politikasini basari ile surdurmustur.Abdulhamit donemi "Grand Strategy" diye adlandirabilecegimiz baris icinde ice odaklanma doneminin bir geregi olarak da kagit uzerinde kalabalik gorunen donanmanin dusman cekmeme adina kimseye tehdit olusturmayacagini gosterecek adimlar atilmistir.Daha dogrusu, dusmanlari kuskulandiracak ya da harekete gecirecek adimlardan kacinilmistir. Yillardir dillendirilen "Abdulhamit donanmayi Halic'te curutmustur" soyleminin kanaatimce esasi budur.Yani zaten etkinligi dusuk olan ama kullanimi/idamesi icin de ciddi butce gereken donanmayi kenarda tutarak dusmanlarin tepkisini bu acidan cekmemeye calismistir. Buyuk oranda ise de yaramistir.Abdulhamit bu stratejiyi ustalikla uygulayarak ulkesini 93 Harbi gibi baska bir felaketten uzak tutmaya calisirken, kendisi ile kisisel dostluk da kuran Alman Imparatoru tersini yaparak ulkesini bir felakete suruklemistir.Sonuc olarak, mevcut resme uymayan parcanin neden o sekilde gorundugune dair kanaatim, Abdulhamit'in uyguladigi stratejiye benzer bir stratejinin ilgili aktorler tarafindan uygulandigidir. Bu noktada yapilanlari Sun Tzu'nun bir ogretisi acisindan degerlendirmek sanirim konuyu biraz daha somutlastiracaktir.Sun Tzu ustanin iki ogretisi birbiri ile mukemmel uyum icersindedir. Iki stratejinin toplamindan ucuncu bir strateji cikar. Bir yerde der ki, hem kendini hem dusmanini tani.Baska yerde der ki, gucluysen zayif, zayifsan guclu gorun.Esasen burda verilen mesaj sen kendini ve dusmanini bil ama dusmanin seni bilmesine engel ol.Modern donemin yaygin stratejisi ise caydiricilik. Caydiricilik ise zayif olsan da, guclu olsan da guclu gorun diyor.Her ne kadar ikisinde de savasmadan kazanmak esas olsa da, bu haliyle caydiricilik yaklasimi Sun Tzu'nun ogretilerinden ayrisiyor.2. Wilhelm esasen Sun Tzu'nun "gucluyken zayif gorun" ogretisini ihlal etmistir. Ulkenin gucu artmasina ragmen bu kadar gosterme meraki olmasaydi, Ingiltere ve Fransa birbirlerini asli dusan olarak gormeye devam edeceklerdi.Abdulaziz'in donemin 2. buyuk donanmasini meydana getirmesinin "zayifken guclu gorun" ogretisine uydugu dusunulebilir ama Abdulaziz'in yapmaya calistigi sey esasen "zayifken guclu olmaya calis" seklinde tanimlanabilir. Gucu olusturmak, idame etmek ve etkin kullanmak farkli seyler.Bu noktada Sun Tzu'nun ogretilerinin temel olarak macedelesi kacinilmaz iki dusman kurgusuna sahip oldugunu yani iki boyutlu oldugunu unutmamak lazim.Cok tarafli ve degisken iliskilere sahip 1870'ler Avrupasinda guclu bir donanma insa etmeye calismak, rakipleri tedirgin ettigi oranda, problem buyumeden mudahale etme motivasyonu da saglayacak idi.Iste Abdulhamit'in zaten idame edilememekte olan kagit ustunde buyuk gorunen donanmayi kenarda tutma tercihi rakiplerine bu motivasyonunu vermemeyi hedefliyordu kanaatimce.Bu tercihin 93 Harbi felaketi sonrasina denk geldigini de gorardi etmemek lazim tabi.Bugunku resmin bir parcasini anlamlandirma adina benzerlik oldugunu dusundugum ornek Abdulhamit'in uyguladigi stratejidir. Su sekilde basitce ifade edilebilir; "Dayak yiyip yere dustuysen ve kalkip rakibini dovecek gucun de yoksa, kalkmaya calisma"
KAYNAKÇA
-https://tr.wikipedia.org/wiki/Abd%C3%BClaziz
-https://tr.wikipedia.org/wiki/Otto_von_Bismarck
-https://tuerkei.diplo.de/tr-tr/vertretungen/generalkonsulat-istanbul/04-kaiserzeit/1521140
-https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Wilhelm -https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Abd%C3%BClhamid
-https://acikders.ankara.edu.tr/course/view.php?id=1392
-https://www.youtube.com/watch?v=ui5HqLz0CtQ
-https://tr.wikipedia.org/wiki/Sun_Tzu
Yorumlar
Yorum Gönder