28 Şubat 2020 Yazısı

Bugün yüksek bir özgüvenle savaş dili kullanan,ordu ve silah üzerinden politika yaptığını sanan resmi veya sivil herkes ve bunlara destek verenler yakın gelecekte yaşanması muhtemel yıkımın failleridir.İdeolojileri partileri ne olursa olsun görevleri ülkeyi bu kumpasa çekmektir.Ekonomiden ulaşıma,eğitimden sağlığa, şehircilikten siyasi sosyal ve kültürel hayata her yerde apaçık her gün kendini gösteren çürümüşlüğün,bir savaşı kazanmak için gerekli  olan mekanizmalarda söz konusu olmadığını düşünmek nasıl bir aymazlıktır anlamak çok zor.Değişen dünyada savaşların da stratejisi,teknik ve taktikleri ve normları değişti.Esnek Savaş veya yeni savaş da denilen bu olguyu en iyi bilmesi gereken ülkelerden biri Türkiye olmalıyken,ülkeyi yönetenler gerçeklerden kopuk başsız bir organizma gibi hareket etmektedir.Yeni savaşların en önemli özelliği  devlet dışı aktörler,paramiliterler,yerel milisler,terör ve suç örgütleridir.Kimlik çatışmaları,etnik ve dinsel ayrışmalar bu savaşın eşiğine gelindiğini gösteren işaretlerdir.Bu savaşların hedefi toprak değil düşmanı içerden çökertmektir.F-35,S400 gibi silahlar üzerinden savaşı tartışanlar,güneş gibi açık olan ve Suriye savaşında yediden yetmişe herkesin gördüğü bu gerçekler üzerinden savaş senaryolarını konuşmuyorlar.Bu planlı bir sağ gösterilip sol vurma operasyonudur.Yaklaşan tehlikeyi gizlemektir. "Savaş kimin haklı olduğuna değil,kimin güçsüz olduğuna karar verir" Kenetlenmesini bilen toplumlar için değil,ortadan ikiye bölünmüş ve her parçası da zorla şantajla baskıyla bir arada duran toplumlar,savaş söz konusu olduğunda bir değil yüz kere düşünmeleri gerekir.04 yıldır ABD ile savaşmamız gerektiğini geveleyen ve savaş dilini içte ve dışta ağızlarından düşürmeyen insanlar ve gruplar,şimdi görüyoruz ki meğerse savaşa karşılarmış..İşte ülkeyi bu hale getirenler; savaş karşıtlığını,angaje olduğu ülkeye göre,düşman seçerek yapanlardır.

Umut Bağdadioğlu
<<28 Şubat 2020>>