Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

29 Nisan 2020 Yazısı

Terör ifadesi,yıkıcı bir gücün tehlikesinin ve kahpeliğinin sınırlarını ifade için kullanılan en uç tanımlama.Ancak devletin ve bilinen tüm kutsalların gücünü muazzam bir illüzyonla arkasına alan ve önüne çıkan tüm değerleri sinsice yok eden bu yapı terör tanımlamasına sığmıyor.Tarihte siyasi ve askeri birçok cani insana ve doğaya düşman olup yakıp yıkmış.Burada can alıcı nokta hasarın boyutundan ziyade; hiçbir kutsalı olmamasına rağmen, kendini ve misyonunu milyonlarca insana bu oranda layusel ve bu çapta erdemli ve inançlı göstermeyi başarmış olması...

11 Nisan 2020 Yazısı

Büyük laflar etmeyi pek seviyoruz.Her krizde hiçbir şey eskisi gbi olmayacak türünden sloganlar yine etrafa saçıldı.Eskisini iyi tarif etmezseniz ne kadar büyük 1 laf ettiğinizin anlamı yok.Zira dünya tarihi akıyor.Bir görüşe göre zaten hiçbir şey hiçbir zaman eskisi gbi değildir.Bir görüşe göre zaten her şey hep aynıdır.Buna aklı başında cevap vermek için öncelikle eskiden neyin kast edildiğini bilmek lazım.Eskisi nedir? Neo liberalizm mi? Abd hegemonyası mı? Küreselleşme mi? Toplumsal yapı mı? Eskiden neydiki salgın sonrası ne olursa değişmiş sayılacak? Konuyla ilgili abartılı yorumlardan kaçınmak lazım.Ancak önümüzdeki döneme dair okumalara da ihtiyacımız var.Ben baştan beri tek başına virüsün bir değişim kaynağı değil dönüşmekte olan bir dünyanın sonuçlarından biri olduğunu düşünüyorum.Virüsün küresel düzeyde yönetilememesini de uluslararası sistemdeki güç boşluğunun bir göstergesi olarak değerlendiriyorum.Benim için bu salgın Amerika ile Türkiye'nin son 6 yıl içinde yaşadığı k

8 Nisan 2020 Yazısı

İnsanlık demokrasi deneyiminde, teknolojinin aksine, hep ileriye gitmiyor. Gerileyen demokrasilerde siyasi tablo can sıkıcı: çoğulculuk alerjisi, özgürlük korkusu, medyaya baskı, eleştiriye karşı siyasal hiddet… Eşzamanlı olarak ekonomik eşitsizliğin artışı, piyasalarda dar çıkar gruplarına göre düzenlemeler, gençlerin iş dünyasına girişte ayrıcalıklı gruplar duvarına çarpması, zayıflayan demokratik ortamdan ilk olarak etkilenen kadın hakları, şiddetin siyasi dile hâkim olması, kitleselleşen siyasal yalanlar, insanlığı aşağıya çekilen kalabalıklar, sessizliğin şiddetiyle duyarsızlaşmış, donuk veya satılmış ruhlar… Fakat buyurgan siyasetçilerin hesapları her zaman tutmuyor. Bunlar demokrasinin zor dönemlerinde dünyanın her yerinde yaşanan ortak deneyimler. İlerici ve demokrat bireylerin yaşamı kararabiliyor bu dönemlerde. Tabii tarih sabit değil, değişim devam ediyor. Bireysel özgürlüklerin ateşi ile kolektif eylemlerin toplumsal ısısı yeni siyasal enerjiler yaratabiliyor. Strateji

6 Nisan 2020 Yazısı

Bir ay önce neler konuşuyorduk? Şimdi neler konuşuyoruz? Suriye,mülteciler,Rusya, ABD ve benzeri konuların hepsi geri planda kaldı.Varsa yoksa Korona virüs.Tüm dünyayı sarstı.Diğer gündem maddelerinin hepsini ikincil konuma düşürdü. Sadece cephedeki askerin değil herkesin hayatı tehdit altında.Sadece fakir fukaranın değil zenginin de derdi.Türk,Alman,Fransız,Amerikan fark etmiyor.Tüm dünya tedirgin.Sağlık söz konusu olunca nasıl da her şey gözümüzde küçülüveriyor.Yanlış da değil.Her şeyin başı sağlık diye boşuna söylenmemiş.Ancak bu Korona'nın deviremediği bir tek konu var.Ülkemizdeki kutuplaşma olduğu gibi yerinde duruyor.İlk günden bu yana bakıyorum.Bunu bile siyaset malzemesi yapanlar hiç eksik olmuyor.Çok can sıkıcı.Bu tür zamanlarda böylesi bir meseleye dokunan yazılar yazmak bile kutuplaşmaya katkı sunar diye korkuyor insan.Ancak cevabı verilmediğinde de bu terbiyesizlik gemi azıya alıyor.Ortalığı boş bulan utanmazlık sınırsız serserilik yapıyor.Sosyal medya denen bir mecra v

4 Nisan 2020 Yazısı

Dünyanın 4 de 2 sini kendine sömürge etmiş Amerika'yı yenecek bir güç var mı ? Ancak dünyanın 4 de 3 ünü kendine sömürge etmiş dönemin süper gücü olan Birleşik Krallık'ı Atatürk ve silah arkadaşları dağıttı.Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün neyi başardığının kimse farkında değil.Birbirini tekfir eden tarikat ve cemaatlerin ortak noktası Atatürk düşmanlığıdır.Bu da gösteriyor ki kitlesi olan bütün tarikat ve cemaatler tek merkezden yönetiliyor.İstihbarat örgütleri,Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ulus bilincini temsil etmesinden dolayı hedefe aldı.Devleti olmayan halkların boynuna tasma takıp gezdirirler.Gazi Mustafa Kemal Atatürk,Türk halkına "Gerekirse hepimiz öleceğiz ama asla devleti İngilizlere teslim etmeyeceğiz" demesinin altında işte bu gerçek vardı.Atatürk olmasaydı Türkler,Suriyeliler gibi ayağa düşerdi.

3 Nisan 2020 Yazısı

O halde sahte belge yapıp yalan haber üretene, yayana hapis cezası öngören kanunları bir an önce çıkaralım.Ayrıca yabancı devletler adına burada lobi yürüten, ajanlık yapan yayın kuruluşlarını da artık kayıt altına alıp faaliyetlerini buna göre bir izne bağlamalı. Türkiye,bu süreçte bir yandan Koronavirüs belasıyla uğraşırken diğer yandan da sahte belge yalan haberle mücadele ediyor İletişim Başkanı ile Sağlık Bakanı’nın Eğitim İçişleri ve Adalet Bakanlıklarının her gün bu tür yalan haberleri yalanlamaktan yorgun düştüğünü izleyebiliyoruz. Tabii,burada devletin yapması gereken-dünyanın bir çok ülkesinde uygulamaya konulan- “yalan haber” yapana ve yayana bedelini en ağır bir şekilde ödetecek yasaları çıkarmaktır. Şuna gerçekten emin olalım;Türkiye’nin ayağı yanlışlıkla bir tökezlerse bunlar akbabalar gibi tepede üşüşmeye başlayacaklar.En küçük bir sarsıntı yaratmayı başarabilirlerse inanın ki Türkiye’yi parça parça didikleyip yağmalamaktan geri durmayacaklar. Bunların yanına Sözcü ve T2

2 Nisan 2020 Yazısı

Ilımlı İslam ve bağımsız Kürdistan projelerinin mimarı konumundaki Graham Füller, 1989 yılında Pentagon için hazırladığı raporda; İslam’ı evrimleştirerek ABD çıkarları için kullanmanın önemine dikkat çekmişti. Tarihte hiçbir zaman Irak ve Suriye adında bir devlet olmadı. Iraklı ve Suriyeli diye bir millet de yoktur. 1.Cihan Harbi’nden sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun üç bölgesi olan Basra, Bağdat ve Musul bir araya getirilerek İngilizler tarafından Irak devleti oluşturuldu. Malumunuz Orta Doğu( Middle East) kelimesini de ilk ortaya atan kişi 1902 yılında Amerikalı amiral Alfred Thayer Mahen idi. Tamamen İngiliz sömürgeciliğiyle alakalı ve elbette sınırların belirlenmesine yönelik bir tabirdi bu. Çünkü Batı’nın bu topraklar üzerinde planları var. Bugün ana stratejileri; Kuzey Afrika’dan Orta Doğu ve Orta Asya’ya, İran Pakistan da dahil olmak üzere geniş bir coğrafyada istediği gibi at oynatacağı bir kaos ortamı yaratmak ve Türkiye gibi güçlü devlet-millet yapıları olan ülkeleri çökerte

1 Nisan 2020 Yazısı

Bugüne kadar gelişmiş ülkelerin durumu konuşulsa da,birkaç ay içinde Afrika ve Latin Amerika başta olmak üzere,Ukrayna gibi kötü yönetilen ülkelerin yaşayacağı krizler kapıda.Siyasi ve ekonomik kırılganlık yaşayan ülkelerin tepesinde yeni akbabalar şimdiden uçmaya başladılar.Zaten devam eden dönüşüm süreci bu kriz ile ülkeleri yeni ve daha keskin tercihler yapmak zorunda bırakacak.Litvanya Başkanı Nausėda’nın dediği gibi; "biz AB’nin bir aile olduğunu sanıyorduk,meğerse sadece herkesin kendi derdiyle dertlendiği suni bir birliktelikmiş." Polonya Litvanya'ya sınırı kapattı,50 km.lik TIR kuyruklarında rezil oldular.Buna karşı Çin acil 1 mil test ve sağlık yardımı yaptı.Rusya, eskiden beri zaten özel ilişkileri olan İtalya’ya asker gönderdi.Rusya Baltık'ta henüz temkinli ancak muhtemel kaosta sahneye çıkacaktır.Zengin ülkelerde ağır şartlarda çalışıp ülkelerine para gönderen milyonlarca insan belki de virüslerle birlikte,çalışma ve tedavi imkanı olmayan ülkelerine geri d